11 Ekim 2016 Salı

DURAN TAMER’İN HAYATI ve ŞİİRLERİ, Abdullah Çağrı ELGÜN

DURAN TAMER’İN HAYATI ve ŞİİRLERİ
                                  Abdullah Çağrı ELGÜN

HAYATI
1948 yılında Sivas’ın Sızır’da dünyaya geldi. Şair Duran TAMER, dördü kız ve üçü erkek olmak üzere toplam yedi çocuk babasıdır.
Şair, yazar ve halk aşıklarının harman olduğu bir ülke toprağında yetişen Duran TAMER, ilkokul sıralarında şiir yazmaya başladı. Okul yıllarında  yazdığı şiirleri öğretmenlerinin dikkatini çekti. Şiirlerinin etkili olması onların okul panosuna asılmasını sağladı. Şiirlerinin panolarda diğer öğrenciler tarafından okunması ve konuşulması Duran TAMER’i coşturur ve yeni şiirler üretmeye teşvik eder.

Bir ara babasının kıraathanesine gelip giden ünlü saz ustası Aşık Veysel ile tanışır. Duran bu çağlarda henüz çocuktur; ama Aşık Veysel’i çok sever. 
Bir kış günü Aşık Veysel, kıraathanelerine geldiğinde Duran TAMER’in babası Veysel’e oğlu Duran’ın şiirlerinden bahseder. Ogün Tamerler’in evinde misafir olan Aşık Veysel, sabah çayını içtikten sonra Duran’ı yanına çağırır. Duran, Veysel Usta’nın karşısında şiirini okur. Şiirler Veysel’in hoşuna gider ve ileride kendisinin büyük bir şair olabileceğinden bahseder. Veysel zaman zaman kıraathaneye geldiğinde Duran’a yazdığı şiirlerini getirip okumasını ister. Bir zaman sonra Veysel ile dost olurlar.
Duran Tamer’in şiirlerinin gelişip ilerlemesinde Aşık Veysel’ in etkisi, payı ve katkısı vardır. 
Şiirlerinin son dörtlüğünün içerisinde genellikle “Duran” adını kullanan Aşık Edebiyatı sanatçımız, Duran TAMER: “Duran”, Duran TAMER”,“Aşık Duran”, “Dertli Duran”, “Miskin Duran”, “Deli Duran”, “Azimkar Duran’”, “Cahil Duran” ,“Garip Duran”, “Şair Duran” mahlaslarını da kullanmıştır. Aşağıya aldığım şiirlerinden seçilmiş örnekler bu kullanılışın en güzel belgesidir:
“…Olgun diye hem meyvayı satamam,
Kaygısızca yatağımda yatamam
Ben DURAN’ım yanlış kalem tutamam
Bu asil milletin ozanıyım ben.”
         “Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, “Güldüğümü Gördün mü?”, s. 176. “Ozanıyım Ben”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara
“… Sana hürmet sunar bacı ve ana
Bu şanlı hilâli sen verdin bana
Her zaman bu canım fedadır sana
DURAN’ın gönlünde kalan Atatürk”

“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, “Güldüğümü Gördün mü?” s. 203. “Atatürk”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara
         “…Bu DURAN TAMER’i, verin sicime”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, ”, “Baharı Andırır Gözlerin”, s. 230. “Ben Kendime Dargınım”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara
“…Ben ÂŞIK DURAN’ım aşkıma yandım,
Vefasız yılları dost olur sandım
Ecel gelsin bu canımdan usandım
Perişan halimi düşünüyorum.”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, “Güldüğümü Gördün mü?” s. 179. “Perişan Halimi Düşünüyorum”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara
“… Ne ismimi yazar ne de silerim,
Âşık olan bu DURAN’a gülerim
Unuttuğum varsa, özür dilerim
Bizim ÂŞIK DURAN, Veysel mi deyim?.”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, “Güldüğümü Gördün mü?”,s. 205. “Pîr Sultan Abdâl’lar Veysel mi Deyim?”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara

“…Bu AZİMKAR DURAN’ı ne zaman bulacaksın?”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, “Güldüğümü Gördün mü?” s. 198. “Türk Şehitlerine Sesleniş”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara

“…Bu GARİP DURAN’IM yârdan perişan”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, ”, “Güldüğümü Gördün mü?”, s. 190. “Mızrabım Ağlıyor Teller Perişan”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara
        “…Bilen bilir MİSKİN DURAN hâr değil,”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, ”, “Güldüğümü Gördün mü?”, s. 190. “Aklım Bana Yâr Değil”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara
 “…Bu gün ŞAİR DURAN’ınan
Seni okudum seni yazdım.”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, ”, “Baharı Andırır Gözlerin”, s. 278. “Seni yazdım”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara
 “…Gümanda bırakma DELİ DURAN’ı
Kader sildi, sen de silesin gönül.”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, ”, “Baharı Andırır Gözlerin”, s. 284. “Yağlı Kurşunlara Gelesin Gönül”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara

“…Sana aşık olan DERTLİ DURAN’a”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, “Sevdanın Yeli”, s. 168. “Gülden Kızım” Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara

“…DERTLİ DURAN, yakın eder yadını,
Çeken bilir ayrılığın tadını
Belki bir gün unutursun adımı
Beni defterine yaz gayrı n’olur.”
“Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, “Güldüğümü Gördün mü?”s. 180. “Adımı Adına Yaz Gayri N’olur?” Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara

“…Kırlarda bizlere koku  getiren
Çobanları arhacına yatıran
Köşelerde tembel tembel oturan
Bu CAHİL DURAN’a kızar böcekler.”
 “Duran Tamer’in Hayatı ve Şiirleri”, “Güldüğümü Gördün mü?”, s. 213. “Böcekler”, Yıldırım Yayınları, 2006, Ankara

USTA ve ÇIRAK İLİŞKİSİ

Zaman zaman babası Mehmet Ağa’nın Kıraathanesine takılıp saz çalıp türküler söyleyen Aşık Veysel onu oldukça etkiler. Bununla birlikte Duran TAMER’in bizzat sohbetlerine katıldığı Sefil Selimî, Kul NESİMİ, Kul HİMMET,  Aşık MAKSUDÎ, AŞIK MAHSUNÎ, Aşık Reyhanî, Aşık Sümmanî, Aşık Çobanoğlu, Kul Ahmet, Ali İzzet ÖZKAN, İzzet ALTINMEŞE, Musa EROĞLU, gibi ustalarla haşır neşir olması onun hayâl dünyasını gönlünü ve şiir bahçesini çeşitlendirmiştir. Yazdığı şiirlerde bu etkilerin yanında “Gevheri, Emrah, Karacoğlan, Pir Sultan Abdâl”, gibi eski saz ve söz ustalarının da etkisi ve rolünün olduğunu şiirlerinin benzeşmesinde görüyoruz.
Her ne kadar kimi ustalardan farklı zamanlarda yaşamış olsalar da şiirlerinin bu kadar benzeşmesinin sebebi şairin halk şiir geleneğini benimsemiş olmasında aramak gerekir. Aşağıya aldığımız bu şiiri de bize Veysel’i örnek aldığını göstermesi bakımından önemlidir:

VEYSEL BABA 2
Veysel baba, senden aldım ilhamı
Halkımın şairi ozanı oldum
Dertlerime süre süre melhemi
Halkımın şairi ozanı oldum
Ben, senin ilminde yundum, arındım
Sana, gözü kör diyene darıldım
Dividime, kalemime sarıldım
Halkımın şairi ozanı oldum
Bülbül oldum gül dalına yaslandım
Göz yaşıyın sularında ıslandım
Senin gibi tabiyata seslendim
Halkımın şairi ozanı oldum

Ulu çınar dallarında pur idim
Kelem tutan ellerinde kir idim
Ben izinde adım yörüdüm
Halkımın şairi ozanı oldum

Sen gittin gideli sanma ki azdım
İnan ki sevgini kalbine kazdım
Ezgiler türküler şiirler yazdım
Halkımın şairi ozanı oldum

Şer yazan ozana küskünüm ben de
Kimisi şad olur kimisi kemde
Ne yapalım Veysel baba bu demde
Halkımın şairi ozanı oldum

Sensin tabiyatın selvi söğüdü
Sivri alanın sazlı sözlü yiğidi
Garip DURAN senden aldı öğüdü Halkımın şairi ozanı oldum

ŞİİRLERİNDEKİ TEKNİK YAPI
Duran Tamer’in şiirleri incelendiğinde, koşmanın bütün özelliklerini yansıtan ve günümüz dil ve uslubuyla  yöresine ait ağız özelliğini şiirlerinde yansıtmış olduğunu söyleyebiliriz. İç Anadolu bölgemizde kullanılan halk dili duru, açık, kolay ve işlek Türkçenin bütün söyleyiş özellikleri Tamer’in şiirlerine yansımıştır.
Tamer’in şiirlerinde teknik yapı sağlamdır. Millî veznimiz olan hecenin kalıplarından en önemlileri hatta zor olanlarını da kullanmış olduğunu söyleyebiliriz. Tamer öncelikle halk şiirinin temel tarzlarını kullanmaya özen göstermiştir. Şiirlerinin çoğunu koşma tarzında yedili, sekizli, on birli hece ölçüsüyle yazan Tamer, bu tarzın dışına çıkan şiirler de yazmıştır. Tamer, şiirlerinin kafiye örgüsünü de geleneksel şekillere göre kurar. Bazı şiirlerde dörtlüklerin sonunda tekrarlanan ve şiire âhenk, musûki ve ritm katan konu bütünlüğü ve bütün güzelliğine önem verir. Şair şiirlerinde şekil güzelliğinin yanında mânâya da önem vermiş, şiirin bütününde bir güzellik aramıştır. Her konuda yazdığı şiirlerde Türkçenin işlek, kıvrak ve kolay söylenebilen kelime yapısını adeta bir halı tezgahında ilmek ilmek bir ipek halı titizliğinde işleyerek değerli bir hazine haline getirmiştir.  
Şiirlerinin konusunu çok çeşitli ve zengin olmakla birlikte en çok sevgi, aşk, gurbet, hasretlik, ayrılık, yoksulluk, sitem ve alaydır. Halk edebiyatında Ayrıca halk edebiyatında Taşlama adı verilen türün en güzel örneklerini  Duran TAMER’de görebiliriz:   

 “itler Dünyası
Kargalar çöplükte, kuzgunlar leşte,
Bu dünya çakallar, itler dünyası
Yolsuzlar, hırsızlar tac oldu başta,
Bu dünya çakallar, itler dünyası,”

“Soyguncular talan etti yurdumu
Uyan aziz millet uykudan uyan
Şerefsizler talan etti yurdumu
Ödüller alıyor bizleri soyan
Vurguncular talan etti yurdumu”

Vatan, millet bayrak ve memleket sevdasını içinde barındıran şair Türkiye, Türklük, köy hayatı, cehalet, kardeşlik  ve günlük meseleleri de şiire sokmayı başarmıştır. Şiirlerinde her tarzı deneyen şairin  lirik, pastoral, epik, didaktik şiirleri de dikkate değerdir. Özellikle sevgi şiirleri Karacaoğlan’ın lirizmine yaklaşan coşkunlukta hatırlatmaktadır.  
Devrini ve zamanın durumu en güzel yansıtan şair şiirlerinde modern halk tarzının temsilcisi olduğu göstermiştir. Gurbette yaşadığı için ülkesine, şehrine, köyüne duyduğu özlem ve sevgililere duyulan aşk şairin şiirlerinde  baş yeri tutar. Şiirlerindeki konu, redif, kafiye örgüsü, başarılı üslûbu, sağlam, işlek ve sade Türkçesinden dolayı her kesimden okuyucu tarafından beğeni ve takdir kazanmıştır.
Avrupa yılları şairin şiirlerinde sevgi, aşk, gurbet ve memleket, vatan ve bayrak şiirlerinin daha yoğun ve ve ayrı bir lirizm kazanmış olduğunu söyleyebiliriz. Şiirimizin ÂŞIKLIK GELENEĞİ'nin Ali İzzet Özkan, Âşık Veysel'den sonra gelen halkasını oluşturması bakımından da dikkate değerdir. Bu durum tez yapan gençlerin, araştırma görevlilerinin ve üniversitedeki akademik çevrelerin de kısa zamanda dikkatlerini çekecektir.

KÜSME NE OLUR.

Güzel senin sevdan başım döndürür,
Yüzünü yüzüme asma ne olur.
Ahu bakışların beni öldürür,
Kurbanın olayım küsme ne olur.

Gözümde gönlümde sensin ezelim,
Ateşinle beni yakma güzelim,
Dalından dökülen sarı gazelim,
Toz diye üstüme basma ne olur.

Zehir olsan yine baldan iyisin,
Sevginin badesi aşkın meyisin, 
Mazimize güller diktim büyüsün,
Gülümün dalını kesme ne olur.

Süsle bu gönlümü yeşille alla,
Bebeğin olayım beşiğim salla,
Bana dertli dertli ninniler yolla,
Dilinden türkümü kesme ne olur.

DURAN`ım der dertlerinen doluyum,
Bende senin gibi ALLAH kuluyum,
Dilersen kapına köle oluyum,
Kinini yüzüme kusma ne olur.
EDEBÎ KİŞİLİĞİ
Şair Duran Tamer, halk edebiyatı sanatçılarının bugüne karşı kullandığı mecazları ve edebiyatımızda görülen edebî söz sanatlarını kullanmakta oldukça maharetlidir. Bu maharetini şiirlerinin mısralarında görebiliriz. Sadece tek şiirindeki bu mecazlar bile şairin şairlik gücünü göstermesi bakımından oldukça önemlidir: “ Güzel senin sevdan başım döndürür, ahu bakış, yüzünü yüzüne asmak, kurban olmak, ateşle yakmak, dertlerinen dolmak, dalından dökülen sarı gazel, toz diye üstüne basmak kinini yüzüme kusmak, zehir bal, sevgi badesi, aşk meyi, gül dikmek, büyümek, gülün dalını kesmek, gönlü yeşille alla süslemek, beğin olayım beşiğim salla, dertli dertli ninniler, dilden türkü kesmek, dertlerle dolmak, kinini yüzüne kusmak”  kelimelerinde  edebiyatımız içerisinde kullanılan edebî sanatların çoğunu görmek mümkündür. Duran TAMER, sade bu şiirindeki başarısı ile bile edebiyatımız halk sanatçıları arasına girmeye layıktır.

Şiirlerinin bütününde, yarım kafiyenin yanında şiirin gelişine göre ve söyleyişteki kolaylığa göre genellikle yarım kafiye olmakla birlikte tam kafiye, zengin kafiye, tunç kafiye ve cinaslı kafiye kullanmakta da maharetlidir: “Ezelim, güzelim, gazelim; iyisin, meyisin, büyüsün; alla, salla, yolla; doluyum, kuluyum, oluyum”   gibi sözcüklerde bu kafiyeleri ustaca kullanmıştır.
Hece veznimizin 4+4+3=11 ve 6+5=11  4+3+4+3=14 ve 7+7=14 lü duraklı kalıplarını da kullanan şair halk edebiyatımızda uygulanan ve halk aşıklarının kuralsız, kaidesiz söylediği; ama kural ve kaidelere harfiyen uydurduğu hazırlıksız ve hemen orada yakıştırarak söylediği şiirlerinde olduğu gibi noksansızdır.

Devrinin en önemli şairleri ve ustaları arasında Ali İzzet ÖZKAN, tanışıklığı olan hemşerisi ve yanında büyüdüğünü iddia ettiği Aşık Veysel ŞATIROĞLU, Sefil Selimî, Pir Sultan Abdal, Maksudî, Mahsunî, Osman DAĞLI, Musa EROĞLU, Neşet ERTAŞ, Güler DUMAN, Kıvırcık Ali bunlardan birkaç tanesidir.

BESTELENEN ŞİİRLERİ:
Vay Gönül, (Erdinç YÜNCÜ), Oyalı Yazma(Kamil ABALIOĞLU), Dört şiiri( Erdal KIZILTAŞ) on üç şiiri de (Güler DUMAN) tarafından bestelenmek üzere alınmıştır. Bir şiiri okul kitaplarına geçmiştir?
Devrinin en önemli şairleri arasında Ali İzzet ÖZKAN, tanışıklığı olan hemşerisi ve yanında büyüdüğünü iddia ettiği Aşık Veysel ŞATIROĞLU ve onun akranlarından etkilendiği şüphesizdir. Sefil Selimi ile gezip tozduğu ve ve sohbetler ettiği de dikkate alınırsa Halk edebiyatımızın AŞIKLIK GELENEĞİNİN yaşayan ve bu geleneği yaşatan zamanının en önemli ve tek temsilcisidir.
On yedi yıl önce kendisini keşfettiğimde: “ MÜTHİŞ ŞİİRLER. BÖYLE GÜÇLÜ ŞAİRLERİ ŞİMDİ BULMAK ÇOK ZOR. BU ŞİİRLERİ HEMEN BASTIRALIM ve BEN DE BİR ÖNSÖZ ile KİTABI ve SİZİ TANITALIM” demiştim.  Elinde iki dosya dolusu şiirlerle Ankara yolunda bir otobüsün içinde başlayan dostluğumuz bugünlere ulaştı.

Almanya’da Avrupa Yazarlar Birliği İkinci Başkanlığını da yapan Duran TAMER şimdi Türkiye Kayseri’nin 1400 ün üzerinde kayıtlı yazar ve şairleriyle buluşup, tanışıp kaynaşmanın mutluluğunu yaşıyor. Ülkemizi millî, manevî, kahramanlık, devlet, millet, bayrak aşkı ve insan sevgisiyle besleyen şiirlerinin pınarının her zaman büyük bir coşku ile akıp taşacağını görmekteyiz

Yolunda yolcuyum geri dönümsüz,
Kurbanım ben, sana kurban Türkiye`m.

Gözümde gönlümde sensin ölümsüz,
Kurbanım ben, sana kurban Türkiye`m.

Kaleyin burcuna güneş doğarken,
Seni ilk görüşte aşık oldum ben,
Ey kartal bakışlım,sen varsın ya sen,
Kurbanım ben, sana kurban Türkiye`m.

Sana yanık türkülerin diliyim,
İnan sana aşık oldum,deliyim,
Yeter ki sen bana öl de,ölüyüm,
Kurbanım ben,sana kurban Türkiye`m.

Bana sevda yeli toprağın, tozun,
Gelinim,torunum,oğulum,kızım,
Ey benim sürmelim,kınalı kuzum,
Kurbanım ben,sana kurban Türkiye`m.
Sensin benim yarenim de,eşim de,
Azmin ile yürüyoruz peşinde,
Nazar boncuğumsun benim döşümde,
Kurbanım ben,sana kurban Türkiye`m.

Ebedi silinmez mazimde anın,
Yolunda dökülsün kızıl kanım,
İnan ki uğrunda fedadır canım,
Kurbanım ben, sana kurban Türkiye`m.

Enişim,çıkışım,yokuşum,düzüm
Senin hasretinle doludur özüm,
Sana sevdalıyım ey iki gözüm,
Kurbanım ben,sana kurban Türkiye`m.

Ben sana aşığım,şahidim Kur`an,
Azmim şehit olmak,gelirse sıram,
Uslanır mı sandın bu deli DURAN,
Kurbanım ben,sana kurban Türkiye`m.

“Sevdanın Yeli” adlı kitabında yediyüze yakın şiir barındıran; ve bu kadar işlek şiirleri bulunan Duran TAMER’in yaklaşık yeni yazdıkları ile birlikte üç bine yakın şiirinin varlığını bilmekteyiz. Yakın zamanda yeni kitabı çıkacak olan Duran TAMER, Avrupa sonrası Kayseri’ye gelerek yerleşmiştir. Kayseri kültürünün bin dört yüzü (1.400) geçkin şair, araştırmacı ve edebiyatçıları ile de haşır neşir olacak olan şairin verimli hayatı, bu kültür ocağında daha bir başka renklenecektir. Burada yeni bir  heyecan ve aşkla tutuşacak ve verimli eserleri Erciyes üniversitesinin akademisyenlerin de bulunduğu mekanda daha kıvrak, hareketli ve zengin kelime hazinesi ve şiir tekniğine sahip olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir.

Kayseri Büyük Şehir Belediyesi tarafından Kayseri kültür adamlarına tahsis edilen ve şiir dinletileri ile kültür sohbetlerinin yapıldığı bir kültür ocağına da gelip giden şairin, Avrupa sonrasında bu kültür camiası içerisinde yeni bir heyecan ve ruh yakalamış olduğuna asla şüphe yoktur.
Kayseri şehrinin  Sivas şehrine yakınlığı da dikkate alındığında memleketine, doğup büyüdüğü yerlere de sık sık gidip gelebilmesi, Erciyes Üniversitesi öğretim görevlilerinin olduğu gibi, Sivas Üniversitesi’nin de şaire sahiplenmesi ve hakkında tezler yaptırmak istemesi dikkate alındığında şairin gücü şiirlerinde kullandığı halk dili ve şiirlerindeki teknik yapının sağlamlığı da ortaya çıkmaktadır. Bu verimli şair, Halk edebiyatımızın zengin ve verimli  kültür menbağı olarak edebiyatımıza  güzel şiirler kazandırmağa devam edecektir.

Duran TAMER’in  altı yüz yetmiş sekiz (678) şiirinin bulunduğu “Sevdanın Yeli” adlı şiir kitabında çeşitli  konularda yazdığı şiir başlıkları şöyle sıralanmaktadır.

Sattılar Beni
Dalım Fadimem
Nalet Eylen Böyle Aşık Duran'a
Gülemedim
Hastasın Gönlüm
Bir Başka
Kaderim Beni
Sen Varsın
Kırdığıma Yanarım
Cahil Ne Anlar
Sana Küsemem
Ne Olursun Hatırla
Eğme Boynunu
İkimiz
Üzdüm İse Bilmeden
Seni Unutmam
Gelin
Ölesim Geldi
Diller Misali
Kıskansın Bizi
Dilber
Kardeşi Vurulmuş Ağlar Bir Bacı
Anadolu
Taze Gelinsin
Kara Günler
Ateşi İniler Külü İniler
Senin Acını
Kınar Dururum
Alıştım Gayri
Kime Söylerim
Ahın Boşuna
Sana Kıyamam
Kalsın Hatıra
Gelin Ağlama
Fadimem Derim
Bana Zor Değil
Fatma Demezse
Melek Yüzlüm
Ağlattın Beni
Yılanlara Sarıldım Ben
Kız Oylum Oylum
Silsen Ne Çıkar
Ağla Fırat
Gam Değil
Ömrüm Bitirdim
Az Olur Gelin
Neden Böyle
Benim Yazım
Diyemem
Seni Buldum
Köylü Kızı
Sevda Tarlasının
Dertlerimden Ayırman
Alışamadım
Dönüşü Yoktur
Yalan Mı
Acımam
Ayrılık
Bu Gönlümün Baharı Var Kışı Var
İsmin Unuttum
Ağlar Bir Zaman
Kardeş Olalım
Gelin
Zara Düşmek İstiyom
Halim Yok
Zar Olmayınca
Gülenim Sensin
Yar Duransız Olur Mu?
Bu Kaderin Güler Fadimem
Yanarım
Fadime'm
Seni Unuttum
Yar Beni
Ben Oldum
Yar Beni
Güle Bak
Naçar Eyledin
Ömrümü Benim
Vefasız
Gelin Ağlama
Suç Sende
Sana Susuzum
Anam Seni Özledim
Senden Ayrılmaz
Fatma Çağırır
Ne Fayda
Bu Gelin
Ağla Pınar
Bülbül Gibi Zara Düştükten Sonra
Suna Boylum
Al Kınaya Batır
Deliler İçinde Duran Püsgüllü
Güller İçinde
Kızılırmak Seni
Yanarsın
Kalem
Yavrum Diye Diye
Seni Sordum
Kara Gelin
Oyna Sultanım Oyna
Sildi Aylarından
El Kızı
Ağlayı Ağlayı
Böylesi Daha İyi
Alem Dertli
Anadolum
Yare Karşı
Kader Etti
Sunam Seni Görmeseydim
Gelin Dudu'ya
Cahil N'eylesin N'eylesin
Derde Nişandı Bugün
Arkadaş
Bir Kefene Sarın Bizi
Sallan Dudağı Ballım
Halay Çek Benim Bacım
Sana Murat Eyledim
Benim Doğum Günüm Var
Ben Onun
Arar İnsanı
Ozan Duran'dan Aşık Veysel'e
Beni Bulamadı
Gayri Yaşamak Çağı
Nazar Boncuğum
Halimi
Kendini
Bu Gece
Dünya Boşa Dönüyor
Huzur Var
Kader Sana Yakışmaz
Dertler Geldi Kaderden
Güveği
Nasıl Biter Arkadaş
Düğün
Bilerek Ayrılalım
Nişan Yüzüğü
Sevgi Ver Ellerime
Bir Düşün Derin Derin
Efkar Basınca
Sildim Seni Mazimden
Huzur Bulmasa
Yare Nişan Var Bugün
Zifaf Gecesi
Benim Dünyamı
Muhtacım Sana
Merhamet Etme Bana
Solmuş Ceylanın
Usandım
Güzelin
Bu Halimi Ne Anlar
Benim Talihim
Pişman Oldum
Vardır Efendim
Kullar İncitmem
Davacıyam
Yoksa Ben Miyim
Dertli Defter
Zar Geçer Bülbül
Sormadan Geçtin
Kalmadı
Onbeşinci Yıldönümün Kutlu Olsun
Saygım Var
Tövbeler Olsun Görmem Yüzünü
Bil Gayri
Gafil Analara
Bezdiren Bir Olur Mu
Ben Gibi Yanan Yok
Bitti Tükendi
Silersin
Dolandı Anam
Bilmez Mi Sandın
Gelin Analar
Gör Beni
Kaderim
Yazmış
Olsun
Küs Olanlar Barışmaz Mı
Ben de İnsan Gibi Yaşayım Dedim
Kader Unutsun
Dertli
Gülden Kızım
Yuvamda
Gibiyim
Ocağın Sönsün Güzel
Sana Benziyor
Nasıl Feryat Edip Ağlamayım Ben
Yanarım Gayrı
Var Benim
Suna Boylum
Canım Alır
Büktü Arkadaş
Bu Kaderim
Baharda
Anam
Bayrağım
Babadan Oğula Sesleniş
Yaylalarda
Köylüsüyüm Ben
O Anam Benim
Çiçekler
Allah Bilir
Olur Mu
Vatana Hasret
Davul Zurna Vurulurdu Arslanım
Ve Elini Açar Kızılırmak'a Seslenir
Sızır
Cahil Defterini Düresin Yavrum
Gurbetten Köyüme
Ah Edip Ağladı, Kocamdır Dedi
Şelalem
Kurban Olam Ağzındaki Dillere
Türk'ün Kadını
Yalan Mı
Bülbül
Kızılırmak
Derelerden Yas Gelir
Bir Ben Varım
Kurban Olam Köyüm Seni Bir Görsem
Zar Olmaz
Nasihat - Anneniz Sizi
Atalay'a
Akkız Kardeşim
Çiçekler
İçtim Mi Bilmem
Şimdi Sosyete Mi Oldun Kardeşim
Belli Olur
Sana Ben Hakkımı Helal Eylemem
Baba Nasihati
Köyümde
Anamın
Ozanıyım Ben
Seni Çok Özledim Seni Meleğim
Seni Düşünmeden Yatamıyorum
Bakarsan Gözlerime Seni Görürsün
Canımı Vereyim Kabul Edersen
Falcı
Gönül Sultanım
Laleden, Sümbülden, Gülden Usanın
Sevdanı Başımdan Atamıyorum
Diktiğim Fidanı Kıramıyorum
Güller Ağlıyor
Sana Bir Mutluluk, Bir Gül Getirdim
Ne Olursun Beni Kalbine Defnet
Mesele Değil
Vurgunum Halimden Belli Değil Mi?
Bir Güle Aşığım
Doğduğumdan Beri Ağladım Yeter
Perişan Halimi Düşünüyorum
Yorgunum, Yoruldum
Eser Ilgıt Ilgıt Yeller Başıdır
Ömrüm Ziyan Oldu
Adımı Adına Yaz Gayri N'olur
Seni Görünce
Yeniden Ağladım Yar Diye Diye
Kara Sevda Bu Mu Olabilmem Ki?
Geçen Yıllarım Mı, Sen Mi Ağardın?
Son Durakta İnecek Var
Yazmalı Gelin
Gülizar
Gitme Diye Ağladığın Yalan Mı?
Hatırla N'olur
Sen Olmazsan Yaşayamam Bilesin
Ben Kendime, Kaderime Ağlarım
Zincirlere Vurdum Kendimi
Sevdanı Başıma Bela Eyledin
Oyalı Yazmayı Örtün Üstüme
Nazlı Gülümü
Yıldızlara Karıştık
Dilek Ağacı
Yüce Dağlar
Yaradanım N'olur Al Bu Canımı
Yaktım Sigaramı Ağladım Gülüm
Öğretmenim
Üzülme Gelecek Bekle O Günler
Geri Çevirdi
Yeter Ki
İnsaf Eyle Bir Kendine Ağlama
Bu Alemin Dili Kalem Olmasa
Akan Gözlerimin Yaşına Yazık
Başı Karlı Dağlar Kıyman Yavruma
Bizim Türkülerimiz
Görmek İstemedim
Güle Mi Küskünsün, Bana Mı Nazın?
Seven Bilir Sevilmeyi, Sevmeyi
Bu Gönlüm Kadere Küsüyor Benim
Koydu Defe Çaldı Yar Beni
Nefret Ederim Ben Yalandan Kinden
Güldüğümü Gördün Mü?
Elimde Değil
Okut Beni Öğretmenim
Sen Misin O Zalim
Çiçeğimsin
Eskisinden Güzelsin
Yoksa Bende Mi?
Sağdıç
Sunam Bende Hal Mi Koydun
Sızır'ın Suları
Kuşlarım
Yağmur
Teller Misali
San De Gayri Yettin Dünya
Bize Dönesin
Ne Olur Anla Beni
Kölem Diye Pazarlarda Sat Beni
Bülbül Aşık Olmasaydı Güllere
Kanlı Kızılırmak
Usandım
Halim Yok
Yollarını
Ver Benim Beratımı
Gel Gayri
Gülizar
Bak Hele
Ayrılığı Çeken Bilir
Senin İçin
Benim Gülüm Başka Kokar
Bir Kere Yüzüme Gülmez Misin?
Paradır Para
Hasta Etti
İnsanlar
Derman Lazım Değil Dertli Duran'a
Bak Şu Derdime
Cahillikten Kork
Seher Yeli
Barışa Doğru
Avare Ömrümü Verdim Gönüle
Arayı Arayı Buldum Fadime'm
Çile Biter Dert Biter
Seni Sevdiğim İçin
Bana Değil Kaderime Sorsunlar
Ne Yazar
Bellidir
Sorayım Dedim
Yeşil Gözlüm
Töre
Vurdun Sevdalım
Olmaz Olsun Onun Parası Pulu
Gülünen Gelir
Ateşlerde Yanarsın
Suyunda Mı, Havanda Mı Suç Bilmem
Yavrum Mahpuslarda, Ben De Gireyim
Yalancı
Cehennem Azabı Verdiğin Yeter
Böyle Güzel Gördünüz Mü?
Eliminen Yazdım Ben Bu Yazımı
Yel Olmaz
Maço Erkek
Dağlar Size Baka Baka
Bu Ayrılık Beni Dara Düşürmez
Eğer Ellerimden Tutarsan Benim
Duran Gel Ömrünü Ziyan Eyleme
Gülüm Senin Güzelliğin
Tez Gelsin
Mızrabım Ağlıyor Perdem Perişan
Benli Suna
Sende Huzur Var
Neden Unuttum
Bir Bedende Kalsak N'olur?
Seni Çoktan Unuttum
Ali Benden
Kul Ettin Gönül
Bayram Günüdür
Unutacağım
Öldürdün Beni
Kürd'ü Nedir, Türk'ü Nedir
Ben Hüseyin'i Şöyle Anlatayım
Bacılar
Yavrularım
Yandığım Yeter
Çarıklı Gardaş
Bir Gelin
Olasın Yavrum
Kılıbıklık
Hıçkırarak Ağlama
Taşa Tutsunlar Beni
Bizi Bizden Ayırmayın
Kalem Olsun Dostum Benim
Gençliğini Bilemedin Duran Sen
Bel Bağlama Evlat Alim Olsa Da
Ben Sana Aşığım, Sana Türkiyem
Benim Anadolum, Allı Gelinim
Benim Mehmetim
Türk Şehitlerine Sesleniş
Öz Dilimi Konuşur Yazarım
Duy Anadolum
Mazine Dön Delikanlı
Gel Kardeşim Önce Vatan Diyelim
Şehidim
Anadolu Köylüsüyüz Arkadaş
Törenizi Bozacaklar
Öpülmeye Layık Olan Toprağım
Dalgalan Başımda Allı Bayrağım
Soracak Gün Geliyor
Atatürk
Türk Okulunda
Bizim Mehmetler
Pir Sultan Abdallar, Veysel Mi Deyim
Asker
Türküm, Bayrağıma Kurban Oluyum
Canım Türkiyem
Nasıl Kurban Olmam Anadoluma
Bu Aziz Milleti Bozan İstemem
Sana Hakkımı Helal Etmem Evladım
Milletine Kızan Şaire Lanet
Şenlik Var Sızır'ın Yaylalarında
Tabiat
Hele İlkbaharda Çoşar Karınca
Böcekler
Ormanları Yakan Eller Kırılsın
Tabiatın Türlü Türlü Sırrı Var
Irmaklar
Gökan'ım Sana Emanet
Kara Toprak
Kainatın Özü İnsan
Kayseri
Sızır Lisesi
Üzülüyorum
Köyüm Sızır'a
Zurnacı Hüseyin, Davulcu Halil
Sızır, Köyüm Seni Özledim
Osman Pehlivan'ı Göresim Geldi
Bizim Eller Almanya'ya Benzemez
Her Canlının Efendisi İnsandır
Kardeş Kurşunu
Almanya Senin Yüzünden
Divane Aklıma Şaşarım Gayrı
O Şuurlu Bacılarım Sizsiniz
Unutamak Barış Seni
Kara Toprak
Yavrularım
Ağlama Boşa
Aklım Bana Yar Değil
Almanya
Atam Bir Bak Bu Milletin Haline
Aya Gediyok
Ayşem
Baharı Andırır Yeşil Gözlerin
Belli Değil Mi
Ben Kendime Dargınım
Ben Sana Ne Deyim Divane Gönül
Ben Olurum O Gelinin Kölesi
Ben Sana Vurgunum Güle Değil Ki
Beni Anlatır
Beni Can Evimden Vurdu Bir Zalim ...
Beni Maziden Sil
Bezdiğim Ondan
Bir Zalime
Bu Belayı Baştan Atsam Uyurum
Bu Ömrümü Yedin Yıllar
Bu Yıl Dağlarıma Kar Erken Düştü
Çiçeklerle Süsle Beni
Dağlar Size Geldim
Dallarda Bülbüller Yerde Çiçekler
Dedim Ki Dedi
Gel Gayrı Senem
Gelin Bana 'Amca' Dedi Neyleyim
Gözüm Kör Olsun
Gözümün İçine Bakarak Anlat
Gül Bana Yeter
Gülizar
Gülseren
Güzele Bakmanın Günahı Nerde
Güzelim
İki Damla Yaş
İntizar Eyle De Ölem Gülizar
Kadere Küstüm
Ne Anlamı Var
Resmiyin Üstünü Çizemiyorum
Seni Gözlerimin İçinde Gördüm
Seni Sevdiğimin Bedeli Bu Mu?
Seni Takvim Ettim
Sildim Ben Seni
Şiir Gibisin
Türkü Söyledim
Unutursam Kahrolayım
Uyuyum Öyle
Yarin Dizine
Yaşadığımız Yıllara Sor
Ağla Duranım
Başını Taşlara Çalasın Leyla
Ben Ağlarım
Beni Defterinden Sildin mi Yoksa
Doldu Gözlerim
Elini Elime Tutma Zamanı
Eski Dünya
Esra Gülümden
Esra Hep Seni Arıyor İçimdeki Ses
Esra Gözyaşın Bu Ömrümün Kederi
Gözüm Kör Olsun
Gözümün İçine Bakarak Anlat
Gözüyün Yaşında Yuğsunlar Beni
Gülün Rengi Boyanır Mı
İki Damla Yaş
İşledim
Kalbim Duracak
Kara Dudum
Kimin Var Ki Kim Ağlasın
Kurban Olduğum
Küsme Ne Olur
Leylam
Minnet Değil Mi
Ne Anlamı Var
Öldürdü Beni
Perişan Halimi Bilmeyen Zalim
Posta İle Yare Selam
Sağır Sultan Duydu Sen Duymadın Mı?
Sanmam
Sazınan Bile
Seherlerde Esen Yele Söyledim
Seherlerde Esen Yele Söyledim
Sevdan Kimedir
Sevdanı Gönlüme Koydum Bir Kere
Al Beni De Götür Yare Ülüzgar
Babalar Günü
Bekir Efendi
Ben İnsanım
Bir Selam Ver
Bir Türlü
Bizim Millet Uyanmadı
Bu Şehirde Ölelim
Çatmak İstiyom
Develeri Güde Güde Yoruldum
Duy Hacı Bektaş
Dütdürü Dünya
Ferman Yazanlar
Görmek Önemli
Gülistanı Yüreğime Dokudum
Gülüyorum Ben
Güzel Anadolu Anasıyım Ben
Hakikatten Kaçanlardan Bana Ne
Hayvanları Sever Oldum Bu Günler
Hoş Geldin Bebeğim
İnan Kahrolurum
İnsan Sevgisinin Beşiğiyim Ben
İnsanın Hayvandan Beteri Vardır
İnsanlara Kıymak Olur Mu
Kalemim Hakkını Helal Et Bana
Katil Amerika Kalleş İngiliz
Kendinde Ara
Korkum Yok Benim
Ne Haber
Olmadı Dağlar
Özü Sözü İle Biri Severim
Sivasımı Özledim
Sızır Senin Hasretinle Doluyum
Sızırım
Soyguncular Talan Etti Yurdumu
Söyle
Kul Benden Irak
Özüm Ordadır
Sade Vatandaşlık Yetiyor Bana
Sinemde Sen Varsın Döşte Sen Varsın
Seni Yazdım
Suç Bende
Türküler Şarkılar Küstü Bana
Utanırım Ben
Utanıyorum
Utansın
Hakkını Bilmeden Halka Kızanlar Utansın
Üzülme Bugünler Geçer Duranım
Veysel Baba
Veysel Baba Senden Aldım İlhamı
Yağlı Kurşunlara Gelesin Gönül


Şiirlerinin son dörtlüğünde ve çoğu şiirlerinde Mahlas olarak genelde adını kullanan “Duran TAMER” in şiirlerinin çoğunluğu ortalama beş, altı veya yedi dörtlükten oluşmaktadır. Bunlardan az veya bunlardan çok dörtlükle yazılmış şiirleri de vardır. Aşık edebiyatının her türünde şiirler yazan şair: Türkü, koşma, semâi, varsağı, güzelleme, taşlama tarzı şiirler yazmıştır. Yazdığı şiirlerinde dörtlük sayısı bunlardan fazla olan şiirleri olduğu halde, dörtlük sayısı bunlardan daha az olan şiirleri yoktur.
Halk edebiyatı geleneğinde şairlerin kullandığı kafiyeye, AYAK(uyak), şairlerin şiirlerinin bütününe KATAR, şairlerin şiirlerini yazdıkları deftere ise CÖNK adı verilmektedir. Duran TAMER, şiir yazarken  kullandığı kuvvetli ayaklar da şiirlerinin âhenkli ve güçlü olmasında önemli bir katkı sağlamaktadır. Tamer, dil olarak sade, akıcı bir Türkçe kullanır. Tamer, anlatımda edebî söz sanatlarından mecaz, benzetme(teşbih), hüsn ü tâlil, tecâhül-i arif, leff ü neşr, mübalâğa, telmih(hatırlatma), tevriye sanatlarına da bolca yer vermiş olduğu ve bu sanatlardan gücünden yararlanmış olduğunu söyleyebiliriz. 

        Şiirlerinin bulunduğu üç kitabı ve bu kitaplarda 3.000 civarında şiirleri bulunan Duran TAMER  hakkında “Duran TAMER’İN HAYATI ve ŞİİRLERİ” adı ile Avrupa Yazarlar Birliği tarafından çıkartılmış bir kitap  olmak üzere dört kitap bulunmaktadır.  “Sevdanın Yeli (1998)” , “Güldüğümü Gördün mü? (1999)”, “Baharı Andırır Gözlerin (2004)”, “Duran TAMER’İN HAYATI ve ŞİİRLERİ (Öner ÖZCAN, 2006)”

Duran TAMER’i keşfetmekle, Türk edebiyatı da Türk dili de yeni bir hayat buldu. Yeni üç büyük kitap ve 3.000 civarında şiir kazandı. Aslan Gayserilim Recep ÇALKANER gibi mevcutlarına yeni bir dehâ daha katarak Duran TAMER ile edebiyatımızda, bir başka ufuk daha açıldı. Edebiyatımız bu şairle ve yazdığı renkli şiirlerle zenginleşti ve güzleşti.
Araştırmacılara da düşen görev de budur. Unutulmuş, köşede kıyıda kalmış cevherleri, elmasları, kıymet değerlerini parlatmak, tozunu almak cilalanması için, hattatla tanıştırmak, buluşturmak gerekli ve hepsinden önemlisi bir ihtiyaçtır. Araştırmacılar ülkemizin en kuytu köşelerine kadar gidip bu cevherleri keşfetmelidirler. Onları o, tozlu raflarından alıp edebiyatımıza, şiirimize ve şairler dünyamıza kazandırmalıdırlar.

Halen Kayseri’de olan ve daimi ikamete Kayseri’de devam eden Duran TAMER, Türkiye Yazarlar Birliği’nin üyesi olup Ankara ve Kayseri Şubesinde kayıtlı üyedir. Kitaplarını aşağıdaki adresten ve bizzat şairin kendisinden imzalı olarak isteyebilir, telefon ve msn’ye  bırakacağınız mesaj ile irtibat kurabilirsiniz.
İrtibat adresi, msn: duran.tamer@hotmail.com
Ev Adresi: Sivas Cad. Melikgazi Ap.No:5/10 Melikgazi/KAYSERİ
Tel Ev: 0352 235 12 88

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:
İNAN KAHROLURUM
İnan kahrolurum unuttum deme
Sunam kaşlarımın karası sensin.
Sultan Süleyman`ın mührü neme?
Bu benim gönlümün tuğrası sensin.

Semada süzülür melek dörtlüsü,
Dergahında derman bulur dertlisi,
Üstüne kurulmuş Sırat Köprüsü,
Cennetle cehennem arası sensin.

Güzelim,meleğim,başımın tacı,
Kanayan yaramın sensin ilacı,
Boş kalan gönlüme almam kiracı,
Tapusu bedeli kirası sensin.

Olura olmaza abayı yakmam,
Senden başkasına kafamı takmam,
Geçen yıllarıma dönüp de bakmam,
Bu kalan ömrümün mirası sensin.

DURAN der koncana kondum ötmeye,
Ne gerek cenneti tarif etmeye,
İçim el vermedi sensiz gitmeye,
Orası ahretse burası sensin.

FALCI
Canım falcı bir de sen bak falıma,
Özlediğim günler uzak mı falcı?
Talih kuşu konacak mı dalıma,
Özlediğim günler uzak mı falcı?

Sana derler falcıların âlimi,
Zaten falda görüyorsun halimi,
Boşa mı bekliyom yoksa zalimi,
Özlediğim günler uzak mı falcı?

Kulu oldum kederimin, hazımın
Kölesiyim çekilmeyen nazımın
Hiç mi çaresi yok alın yazımın
Özlediğim günler uzak mı falcı?

Hep mi saçlarıma karlar yağacak,
Hıçkırıklar beni boğdu boğacak,
Ne zaman bahtıma güneş doğacak,
Özlediğim günler uzak mı falcı?

Bu benim kaderim,doğuştan böyle,
Çok fala baktırdım,bir de sen eyle,
Ne görürsen bana doğruyu söyle,
Özlediğim günler uzak mı falcı?

Konar oldum bu kaderin göçüne,
Bilemedim bu DURAN`ın suçu ne,
Bir daha bak şu fincanın içine,
Özlediğim günler uzak mı falcı?

ESRA
Gözyaşımı bu ömrünün hederi,
Ellerin olayım sil diye Esra
İstemem gönlünde gamla kederi,
Kadere yalvardım gül diye Esra.

Sen olursun benim aşkıma maya,
Yol ettim Sivas`ı dolaştım yaya,
Seherde karıştım yıldızla aya,
Kokunu getirir yel diye Esra.

Yeni açmış goncaların gülünen,
Tarifin mümkün mü senin dilinen,
Uçan kuşlarınan, esen yelinen,
Selamlar yolladım gel diye Esra.

Bir güzelde talihimi denedim,
Yaradandan iki dilek diledim,
Kokumu ben çiçeklere beledim,
Kokladım seni ben gül diye Esra.

Sevdanın selinde çağladım taştım,
Seni methetmeyen dillere şaştım,
Telgraflar çektim,telefon açtım,
Seni sevdiğimi bil diye Esra.

Sevgi gönüllerin sünneti farzı,
Sevip sevilmektir aşığın tarzı,
Bir ismin Esra`dır birisi Arzu,
Bağladım zülfünün telini Esra.

Ben DURAN`ım gönüllerde eserim,
Arzu`m için yedi kurban keserim,
Azraile gücenirim,küserim
Sen diyesin bana öl diye

İNAN KAHROLURUM
İnan kahrolurum unuttun deme,
Sunam kaşlarımın karası sensin.
Sultan Süleyman`ın mühürü neme?
Bu benim gönlümün tuğrası sensin.

Semada süzülür melek dörtlüsü,
Dergahında derman bulur dertlisi,
Üstüne kurulmuş Sırat Köprüsü,
Cennetle cehennem arası sensin

Güzelim,meleğim,başımın tacı,
Kanayan yaramın sensin ilacı,
Boş kalan kalbime almam kiracı,
Tapusu,bedeli,kirası sensin.

Olura olmaza abayı yakmam,
Senden başkasına kafamı takmam,
Geçen yıllarıma dönüpte bakmam,
Bu kalan ömrümün mirası sensin.

DURAN der goncana kondum ötmeye,
Ne gerek var cenneti tarif etmeye,
İçim el vermedi sensiz gitmeye,
Orası ahretse burası sensin.

TELİFONDA BEKLİYORUM
Uzatma arayı gönlüm yasta
Telifonla bekliyorum sesini
İstemem mektubu geç kalır posta
Telifonda bekliyorum sesini

Unutmak olur mu kalbimiz birken,
Nerede sevgilim ne oldu derken?
Ya gece yarısı ya sabah erken
Telifonda bekliyorum sesini

Her zaman mı sana hayal kuracak,
Postacı kapıyı vurdu vuracak
Yüreğim çarpıyor kalbim duracak
Telifonda bekliyorum sesini

Bu ne sevgi gözüm kaldı peşinde
Saçlarını muska ettim döşümde
Bazı hayalimde, bazı düşümde
Telifonda bekliyorum sesini

Evliyalar gezip dilek dilerken
Kederi unutup yüzüm gülerken
Yavrumuzu beşiklere belerken
Telifonda bekliyorum sesini

İster bayramda olsun, ister oruçta
Ya âşıklar atışırken yarışta
Her saat, çalışta her zil vuruşta
Telifonda bekliyorum sesini

Ben dilek diledim bir de sen eyle
Git telli babaya derdini söyle
İşte benim hâlim DURAN'ın böyle
Telifonda bekliyorum sesini
3.8.1987

GÜL DİKELİM NE OLUR
Ağlamasın anam yanmasın canlar
Tetiklerden el çekelim ne olur
Bırakın mavzeri akmasın kanlar
Namlusuna gül dikelim ne olur

Haykıralım artık ne olur durun
İnsanca yaşıyak bir nizam kurun
Kaleşnikofları zincire vurun
Namlusuna gül dikelim ne olur

Dağlarında sevdalılar yürüsün
Dereleri lâle, sümbül bürüsün
Bu silâhlar topraklarda çürüsün
Namlusuna gül dikelim ne olur

Okusun bu gençler cahil kalmasın
Gelinlerin al duvağı solmasın
Paslansın füzeler ateş almasın
Namlusuna gül dikelim ne olur

İnsan olak insanlıkta yanşak
Bir bütünce yaşamaya alışak
Dağda değil bir bahçede barışak
Avlusuna gül dikelim ne olur

Ben âşık DURAN'ım canlar yakmayın 
İleri yörüyün, geri bakmayın
Silâhlara süngüleri takmayın
Namlusuna gül dikelim ne olur
Almanya.1.1.1998

EY SEVDİĞİM
Ey sevdiğim nazar değmesin sana
Ellerimle bağlayayım muskanı
En yakının benim, yâr dedin bana
Ellerimle bağlayayım muskanı

Seni sevdim bu sevgimiz bitmesin
Kerem gibi dumanımız tütmesin
Kötü gözler seni benden etmesin
Ellerimle bağlayayım muskanı

Ayları beledim, yılları uyuttum
Ne mazimi, ne de seni unuttum
Bir dilek kendime, bir sana tuttum
Ellerimle bağlayayım muskanı

Seven bilir karlı dağlar aşanı
Damla damla ırmak olup coşanı
Bu nazarlık aşkımızın nişanı
Ellerimle bağlayayım muskanı

Var mıdır yârine yârinden yakın?
DURAN'ı incitip üzme ha sakın
"Yârdan hatıra" de boynuna takın
Ellerimle bağlayayım muskanı
                             Almanya 31.1.1987

Kaynaklar:
1)      “Sevdanın Yeli (1998)” , Yıldırım Yayınları, Ankara
2)      “Güldüğümü Gördün mü? (1999)”, Yıldırım Yayınları, Ankara
3)      “Baharı Andırır Gözlerin (2004)”, Yıldırım Yayınları, Ankara
4)      “Duran TAMER’İN HAYATI ve ŞİİRLERİ (Öner ÖZCAN, 2006)” Yıldırım Yayınları, Ankara
       5)   Abdullah Çağrı ELGÜN,"Türk Dili”,(Genişletilmiş İkinci Baskı) Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri 2001)
       6)   Abdullah Çağrı ELGÜN, "Edebî Sanatlar”, (Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri 2000);


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder