15 Ekim 2016 Cumartesi

Muhammet Ali ECEVİT'İN: "GÜLİSTAN" ŞİİR KİTABI ÜZERİNE, Abdullah Çağrı ELGÜN

Muhammet Ali ECEVİT'İN:  "GÜLİSTAN" ŞİİR KİTABI ÜZERİNE,

                           Abdullah Çağrı ELGÜN  

GÜLİSTAN "Muhammet Ali ECEVİT" Karaca Dizgi ve Baskı Yayınları  arasında Kayseri'de yayımlanan bir kitap.

Adından da anlaşılacağ gibi  "Gülistan" Gül bahçesi   mânâsına gelmektedir. Şair şiir kitabını üç bölüme ayırmış: "Gülistan", "Turan Eline", "Şebnem" hepsi beraber "Gülistan" da birleşmiş. Doksan üç  sayfadan oluşan kitap yaşanan olaylarla, duygu, sevgi ve idealizm yüklü…  

     Şiir kitabı: 

    "Başımızı göğe,

     Boynumuzu ipe,
     Sakalımızı yele verdik.
     Biz ölümlerden çok;

      Zülmü gördük…

     Diyen kutlu davanın,
     Yiğitlerine ithap olunur…diyen Ali Ecevit, bir ithafla başlayıp  devam ediyor.
     Yiğitlerine ithap olunur…"  diyen Ali Ecevit, bir ithafla başlayıp  devam ediyor.

         "Bir eylül sabahında sarsaydım seni ne olur?
         İncilerin dökülmezya, ıstırabım son bulur.
         Ayrılık çanları çalıyor…Cinlerim tepemde;
         Bir garip âhenk sarıyor beni istemesem de…"

Zirvenin basamaklarına tutunduğu bu şiirinde "Eylül" hüznünü  "Eylül" burukluğunu  ve kayıplarını "bir sarsaydım seni"  diyerek  zamanın artık sarmak için geçmiş olduğunu ve onu saramamanın üzüntüsünü, burukluğunu, yıkılmışlığını belirterek yalvarma edâsı içinde "ne ulur?" diyerek belirtiyor. Aslında,  bir eylül sabahında seni sarsaydım ne olurdu? Gözünden dünyanın en kıymetli taşı, bütün güzel kadınların boyunlarına takmak için can attıkları,  incilerin(gözyaşları) dökülmezdi ya…Şimdi sen uzaklara gidiyorsun ve  "ayrılık çanları çalıyor…"


Niçin ezan  okunmuyor da çanlar çalıyor?.. Çanlar çalıyor; çünkü şairin inancınca gerçekte,   hak olmayan, batıl olan istekleri, hak olan, batıl olmayan İnaç ve itikatı bu duruma izin vermiyor.İstekleriyle inancı çelişiyor. Onun için Hırıstiyanlığın, ibadete davet vasıtası olan "Çanlar" çalıyor.Çanların çıkardığı ve şairin hiçbir zaman kendi inancına ve imanına uygun gelmeyecek o uğursuz çan sesleri,  bir kötülüğün habercisi olarak sesleniyor, bir kötülükten bir aksi durumudan, uyarılar yapıyor, işaretler veriyor…

 Allah'ın Cennet'inden kovduğu şeytan, cinler, şairin tepesinde, bir yanlış yaptırmak için teşebbüse geçmiş, bir yanlışı şaire kabul ettirmek üzere tepesinde bekliyorlar.  
Onyedi yaşının yaman sevgilerini, samimi ve içten duygularını, güzelden güzele   atlayıp gittiği heveslerini, duyuş ve düşüncelerini, saksı çiçeğinin güzelliğini, yanıbaşında kaç kez uyur uyanık gördüğü  rüyasını  yansıttığı şiirinde Ali Ecevit:

 "Saksıda çiçek rengarenk baş ucumda,
Düşünüyorum, ekmeğimde aşımda,
Kaç kere rüyamdasın  yanı başımda,
    Sensiz çarpan kalbim onyedi yaşında…"

Şair giderek olgunlaştırdığı şiirde yer yer  güzelliği yakalıyor., alelâde sözleri orjinal  bir uslûpla kullanıyor. Karşıtlıkları, iç içe sergiliyor.Karşı olduğu düzen ve istediği değişikliği "hüzün", "derin uyku", "uyandırmak", " hayıflanmak", "oh! demek","öç almak" kelimeleriyle dile getiriyor. 

M.Ali Ecevit,isme özel yazılmış şiirlerdeki akıcılık, lirizm, sadelik, senli benlilik ve halktan biri gibi  olabilmenin lezzetini  aktarıyor. Geçmiş sevgililerle bugün arasında orjinal bağlar kuruyor… Divan edebiyatında(Kalasik Edebiyatımız) görülen sevgilinin zulmü, şiirde günün edebiyatına da yansıyor. Sevgilinin zalimliği, acımasız ve gaddarlığı aktarılıyor. Sevgilinin bir gülümsemesi, kalbin bahtiyarlığına yetiyor. Sonunda kalbin bütün ıstırapları son buluyor, çarpan ve acı içinde  kıvranan kalp nihayet duruyor… Huzur ve sukunluk başlıyor. Şair, sevgisi uğrunda ölmenin verdiği hazla bahtiyarlığa ulaşıyor."Gülizar"  adlı  şiirinde:

"Ben Ferhat  değilim, ne  de dağları delmeye gücüm var.
Çöllere düşmedim; ama sana şiirler mi yazmladım?..
Benliğimi sermedim mi ayakların  altına Gülizar?!.
Suskun  artık senin için çarpan kalbim, bense bahtiyar.

Sen aşkımı zulm saydın, bense seni bağrıma bastım.
Belki Kerem misâli oklara geremedim göğsümü,
Neden istemedin beni? Tebessüm etseydin gülizar…
Suskun artık senin için çarpan kalbim sense bahtiyar."

"Gülistan, Nakşadil, Kış Güneşim, Gülüm, Çiğdem," şiirlerinde uslup özelliği belirginleşen şairin Mehmet Akif'in de dediği  gibi:" Şiir yüzde bir ilham; yüzde  doksan dokuz çalışmadır."A. Ecevit'in şiir için, daha çok çalışması ve alınteri dökmesi gerekiyor.

Ali Ecevit, şiir kitabının "Turan Eline " adlı bölümünde; sosyal konuları işliyor. Yüreği Bosna'da  atıyor. Yavuz, Fatih gibi o dönemin ünlülerini hatırlatıyor ve bunların miraslarına konan biz mirasyedileri  içten içe kınarken, "Turan" adlı ülküyü arzuluyor ve bu ülküye kavuşamamış olmaktan olayı kahroluyor. Müslüman'ın üzerine serpilen ölü toprağıyla hâlâ uykusundan uyanamamış olmanın ezikliğini duyuyor. Zulmü işkenceyi kınıyor.Aklına o muhteşem zamanlar geliyor.Bir demir topuzla kalkacak gücü, kuvveti soruyor. Bunlar nerede diye aranıyor; fakat  yanında yöresinde kimseyi bulamıyor.

"İçimdeki Sesleniş, Birlik Olalım, Yiğit Bosna, Tuğlar Göğe Çekilsin Artık" Bu konuda yazılmış başlıklar içinde en göze çarpanları…
Ali Ecevit, asıl kişiliğini, sanatını ve sanatına giden uslûp tarzını ŞEBNEM adlı bölümde yakalamış. Işığı görmüş; çaba, emek ve alın terinin damlalarndaki berraklığın farkına burada varmış. Şairi şairliğe götüren yolun bu bölümden geçtiğini itiraf etmek, Hakkı'ya hakkını teslim etmek gerekiyor. İşte son şiirinden bir parça:

"Ey devranımın pîri, gönlümün aşkı güzel,
Aşkımı hayâl eden, aşığın nazı güzel
Ben dünyayı dolaştım, görmedim böyle güzel
Aşk ile yakınlaştım, sevmedim böyle güzel…"

      KAYNAKLAR:

1)      Ali Rıza NAVRUZ,  ÖKSÜZ  UYKULAR BIRAKTIM YATAĞIMA, GEÇİT YAYINEVİ (Basım-Yayın-Dağıtım) Ekim 2000, KAYSERİ

2)      Hacı Recep ÇALKANER, “4x4 Aslan Gayserilim”, Şafak Ofset Matbaacılık San.Tic.Ltd.Şti. Ağustos 2003,KAYSERİ
3)      Abdullah Çağrı ELGÜN,  "Türk Dili”, (Genişletilmiş İkinci Baskı) Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri 2001;
4)      Abdullah Çağrı ELGÜN, "Edebî Sanatlar”, (Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri 2000)
5)      Mehmet KAPLAN, Cumhuriyet Devri Türk Şiiri, Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı Yayınları:7, İstanbul-1973, s.5-8
6)      İlhan GEÇER, Cumhuriyet Döneminde Türk Şiiri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. 785, Ankara-1987, s. 140-143
7)      Mehmet KAPLAN, Tevfik Fikret ve Şiiri, Türkiye Yayınevi, İstanbul-1946, s.149

8)      GÜLİSTAN "Muhammet Ali ECEVİT", Karaca Dizgi ve Baskı Yayınları,  Kayseri


 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder