MUHAMMET DOĞANTEMUR’UN HAYATI ve ESERİ
Abdullah Çağrı ELGÜN
HAYATI
“Değerli Şiir Dostu;
İnsanı mükemmel kılan yegane unsur, duygu ve düşünceye
sahip olması ve bu duygu ve düşüncesini çeşitli şekillerde ifade edebilmesidir.
Hepimiz zaman zaman duygularımızı anlatmak için
çeşitli yolara başvururuz. Kimimiz resim yapar, kimimiz beste yapar, kimimiz yazı
yazar, kimimiz de şiir yazar.
Duygularımın içinden taşıp beni aştığı zamanlarda
kaleme alınan bu satırları sizlerle paylaşacak olmanın heyecanını uzun zamandır
yaşıyordum.
Kozan’da ortaokul talebesiyken on ikisinde yazmaya
başladığım satırların bugün otuz
altısında belli bir olgunluğa eriştiği kanaatini siz şair dostlarına
bırakıyorum.
Kitap hakkındaki olumlu ya da olumsuz görüşlerinizi
bana yazmanız heyecanımı ve mutluluğumu bir kat daha artıracaktır.
Tüm dostlara şiir tadında bir ömür diliyorum.
Muhammet DOĞANTEMUR, o6 Şubat 2008 Adana” şeklinde
bitiriyor.
KİTAP
HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ:
Kitap küçük mütevazice bir baskıyla kırk bir sayfa
olarak piyasaya sürülüyor. Kapak ve tasarım güzel olmakla birlikte normal
kitaplara göre bu kitabın ölçüleri daha küçük. Bu bakımdan eleştiriye
uğrayacağı muhakkak... ayrıca kitapta baskı ve tashih oldukça önemli olduğu
bilinmesine rağmen üzerinde yeteri kadar durulmadığından normal isimlerdeki
şapkalar(uzatma ve inceltme) işaretleri dahi dikkatten kaçıyor. Kitap imlâ,
noktalama ve yazım kuralları açısından
da ölçüler uymuyor.
Ciltleme ise büyük bir ustalıkla yapılmış. Sırt ve
kapak sayfasındaki orijinallik ilgi çekerek “AL BENİ” dedirtmektedir. Kapak
sayfasında yapılan küçük rötuşlar ve
konulan bir çiçek resmi ve desen bu eserin bir kültür eseri olduğunu ta
ötelerden anlatmaya kafi gelmektedir.
Kitabın iç kısmındaki bir sayfanın tamamen boş olması
kitabı tasarlayan kişi her kim ise teşekkür etmek gerekir. Sebebi ise bugüne
kadar basılmış yüzün üzerinde eleştiri ve tanıtımını yaptığım kitapların ilki
olmayı başarmıştır. Bu kadar olur orijinallik.
Kitabı imzalayacak şahsa kolaylık tanıyan bu kısım
okuduğum bugüne kadar ki kitapların hemen hemen hiç birinde yoktu. Bu şu
demektir ki : Bu kitap orijinaldir. Okumayan değerdir diye düşündürmektedir.
ŞAİRİN
ŞİRLERİNDE GEÇEN KONULAR
“Hâlâ Seni Bekliyorum, Azelya, Gözlerine Sığındım, Bir
Güneş Öldü Avuçlarımda, Sen Yoksun Diye, Sessiz Ağıt, Sen Ağlama, Sen gittin,
Haber Yok, Yağmur, Zamansı, Söyleyemedim, Yalnız, bir Dünya Kuralım, Sen ve
Ben, Büyük Sanat, Ölüm, Başı Boş, Ben Seni Beklerim İstanbul Seni Bekler, Kader Arkadaşım, İnsan, Dilâra’mız, Hasret,
bekleyiş”
ŞAİRİN
ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLERİ:
Şairin,
kitabının arka kapağına aldığı şiir “Gece Üşüyor” .
GECE ÜŞÜYOR
Biz üşüyoruz, iliklerimiz titriyor.
Hiç konuşmadan
bakışıyoruz.
Yıldızlar ürküyor sessizliğimizden
Utanarak sokuluyoruz birbirimize
Gözlerinden bir damla düşüyor avuçlarıma,
Sonra başın öne düşüyor.
Biz vuslat vakt
i derken
Sen peri olup uçuyorsun gökyüzüne.
Bir daha dönmemek üzere
Bir daha dönmemek üzere (Arka Kapak)
HÂLÂ SENİ
BEKLİYORUM
Sen doğduğunda ben yedisindeymişim.
Yokluğunda yetmiş yedisindeyim şimdi.
Sen hâlâ yirmi yedisindesin biliyorum.
Belki bir gün kavuşuruz diye,
Hâlâ seni bekliyorum.
DOĞANER, Muhammet “AZELYA”, İstanbul 2008, s.13
Şairin
kitaba adını verdiği şiir “AZELYA” şiiri.
Yağmur çiseliyor gün boyu.
İliklerimize kadar ıslanıyoruz.
Hayâllerimizi.
Bir kelebeğin kanatlarına bağlamışız.
Umutlarımızı,
Bir sonbahar yaprağına terk ettik.
Savrulup durmakta rüzgar boyunca...
Yüzün hiç değişmemiş.
Bakışların hâlâ ürkek
Vuslatı ödünç aldık
Bir ayrılık vakti kavuşuyoruz Azelya,
Kaygılarımızı bir kenara itiyoruz.
Kırılan aynalara bakıyoruz gün boyu.
Geçen yıllarımıza ağlıyoruz.
Gençliğimize ağlıyoruz.
Çocukluğumuza ağlıyoruz.
Hiç çocuk olmadığımıza ağlıyoruz.
Yüzün hiç değişmemiş
Bakışların hâlâ ürkek
Vuslatı ödünç aldık
Bir ayrılık vakti kavuşuyoruz Azelya
Geceyi sırtlamışız.
Yol almaktayız bilinmeze doğru.
Sürgün günlerimiz geliyor aklımıza
Ayrılık fermanımızı hatırlıyoruz.
Ölüm fermanımızı düşünüyoruz.
İkimizde ayrı yönlere koşuyoruz.
Bir türlü ulaşamıyoruz menzile
Ufukta bir nokta oluyoruz.
Kayboluyoruz bilinmezliğe doğru.
Yüzün hiç değişmemiş.
Bakışların hâlâ ürkek
Vuslatı ödünç aldık
Bir ayrılık vakti kavuşuyoruz Azelya
Gece üşüyor.
Biz üşüyoruz iliklerimiz titriyor.
Hiç konuşmadan bakışıyoruz
Yıldızlar ürküyor sessizliğimizden,
Utanarak sokuluyoruz birbirimize
Gözlerinden bir damla düşüyor avuçlarıma
Sonra başın öne düşüyor
Bir vuslat vakti derken
Sen peri olup uçuyorsun gökyüzüne
Bir daha dönmemek üzere
Bir daha dönmemek üzere
Yüzün hiç değişmemiş.
Bakışların hâlâ ürkek
Vuslatı ödünç aldık
Bir ayrılık vakti kavuşuyoruz Azelya
DOĞANER, Muhammet “AZELYA”, İstanbul 2008, s.14-15
YALNIZ
Bakmayın öyle güldüğüme,
Dertlerle dolu içim dışım
Lâkin anlatamam kimselere
Zaten yok ki sırdaşım.
DOĞANER, Muhammet “AZELYA”, İstanbul 2008, s.28
BEN SENİ
BEKLERİM,
İSTANBUL
SENİ BEKLER
Bilmem bu
kaçıncı güneş
Gözlerinde kaybolan?
Akşam kabus gibi çökmekte İstanbul ufuklarında
Boğaz mahsun,
Çamlıca mahsun,
Mevsim
Bayatlamış sonbahar taşımaktan aciz.
Hangi acılara sancılı bilinmez.
Bu kör karanlıklar.
Ben seni beklerim,
İstanbul seni bekler
Hasretinden parangalar vurdum
İsyan eden gönlüme,
Güneş lime lime eridi
Sevdamın ateşinde
Sensiz İstanbul boş.
Sana yazılmamış şiir anlamsız
Hep adını hecelerim
İstanbul seni heceler
Ben seni beklerim,
İstanbul seni bekler
DOĞANER, Muhammet “AZELYA”, İstanbul 2008, s.34-35
KAYNAK:
DOĞANER, Muhammet “AZELYA”, İstanbul 2008, IBSN : 978
9944 0691 0 6, Forart Basımevi, Top.44 s. İstanbul 2008
Yazışma ve
Kitap İsteme Adresi: PK. 33
Çarşı/Adana
Emeil: mdogantemur@hotmaili.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder