4 Kasım 2016 Cuma

YETER BEKTAŞ’IN “DAMLA DAMLA AŞK”ADLI ŞİİR KİTABI, Abdullah Çağrı ELGÜN

 YETER BEKTAŞ’IN “DAMLA DAMLA
              AŞK”ADLI ŞİİR KİTABI                                                         Abdullah Çağrı ELGÜN
HAYATI HAKKINDA BİLGİ:
Çorum’un Alaca İlçesi’nin Çomar (Yeşilyurt) köyünde dünyaya geldi. Ailenin beş  çocuğundan dördüncüsüdür. Annesi Melek ve babası Mustafa’dır. Daha çocuk yaşında annesini kaybederek 1977 yılında Ankara’ya gelip yerleştiler. Hasköy/Yıldız’da yaşamaya başlayan Yeter BEKTAŞ ilkokul ve ortaokulu bitirdikten sonra okumaya bir yıl ara verdi.
Daha sonra kendi çabalarıyla Aydınlıkevler Ticaret Lisesi’ne yazılarak buradan mezun oldu.
Çocukluk yıllarında şiire merak salan BEKTAŞ’ın bu isteği bugüne kadar eksilmeden devam etmiştir.
Erken yaşlarda çalışma hayatına atılan BEKTAŞ, çeşitli mağazalarda satış elemanı olarak görev aldı. Daha sonraki yıllarda evlilik hayatına başlayan Şaire, evlendikten sonra bir şirkette kendi mesleği olan muhasebecilik işini yürütmeye başladı.

Şaire şiire, serbest tarza yazmağa başladığı şiirlerle atıldı. Seymenler’den Ömer Bey ve Hüseyin YURDABAK’ın da tesiriyle hece şiirlerine başladı. “Anne” şiiri Armada’da yayınlandıktan sonra, Bodrum Eksperes, Zirve, Alternatif Sanat Dergileriyle Hüseyin YURDABAK’ın hazırladığı “Kalenin Bayrakları” ve Çorumlular Ansiklopedis’inde şiirleri yayımlandı.
Televizyon ve radyo programlarına da çıkan Yeter BEKTAŞ’ın şiirlerinden bir kaçı Necip ALAN ve Tekin AKSOY tarafından bestelenmiştir. 
Şaire kitabına “DAMLA DAMLA AŞK” ismini vermesi boşuna değildir. O mahlasını “ DAMLA” şiir kitabının adı yapmıştır.

2007 Yılında Aşıklar Derneği tarafından TEŞEKKÜR belgesi verilen şaireye Sivaslı Ozan Hüseyin SOĞUK(Mihmanî) tarafından DAMLA mahlası verilmiştir. Şairenin bu şekilde mahlas alması onun hangi yolda yürüyeceğinin de bir belgesi sayılmaktadır.  
Ankara Keçiören sentinde ikamet eden Yeter BEKTAŞ, bir erkek çocuk annesi olup İLESAM, KALE ŞİİR DİNLETİLERİ, ABİDİNPAŞA ŞİİR ETKİNLİKLERİ ve çeşitli dinletilerde boy göstermeğe devam etmektedir.
ŞAİRİN ŞİİRLERİNDE KULLANDIĞI MAHLASLAR:
Şiire şiirlerinde “Damla” mahlasını kullanmaktadır.

DAMLA yoruldu, dünya bir gün dönmekten bıkar.
Koruyalım dünyayı, bitsin bu kişisel çıkar.
Birlik olup el ele taşladık dünyamızı
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” “KORUYALIM DÜNYAYI” s.7. Ankara, Aralık 2009,

DAMLA nere gitsin senin elinden?
Ölünce kurtulur belki dilinden,
Sitem etme gönlüm n’olur halinden,
Petekte bal gibi dillerin vardır.
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” “USLAN DELİ GÖNLÜM” s.9. Ankara, Aralık 2009,

DAMLA vakit geldi git güle güle,
Girmesin kanına bir lokma hile,
Yalnızca Alah’tan  el açıp dile.
Toprağın bağrını sevesim gelir.
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” “SEVESİM GELİR” s.57. Ankara, Aralık 2009

ŞİİRLERİNİN KONUSU:
Dünya, gönül, gül, bülbül, dost, anılar, sevgili, yâr, vefa, vefasızlık, anılar, ihtiyarlık, mevsimler, yabancılık, gariplik, yalan dünya, terör, Allah, Peygamber, kadın, güzellik, Hacı Bektaşî Veli, gurur, memleket, güneş, anne, hayatın gerçekleri konularını işlemiş olduğunu şiirlerindeki konusundan ve konu başlıklarından anlıyoruz.

EDEBÎ KİŞİLİĞİ:
Şiirenin şiirlerinde hece veznini kullanmış olduğunu görüyoruz. Halk edebiyatı tarzının koşma gibi  genellikle en üç en çok beş dörtlükten örülen şiirlerinin bazıları bazan dört  bazen da beş kıtayı geçebilmektedir.
Genellikle hecenin yedili, sekizli ve on birli kalıplarını kullanmış olduğunu söyleyebiliriz. Sanatçının şiirlerindeki kimi kafiye zorlamaları, bazı dörtlüklerdeki doldurma sözler olsa bile gelecek vaad eden ve ilk şiir kitabı olmasına rağmen şiirde başarılı yol katedmeğe namzet kadın şaireler arasında yer alacaktır.

Şairenin şiir meclislerine gelen kimi dostlarında etkilendiğini onların şiirlerine benzer şiirler yazdığı;  ve veya eski şaireler gibi onlardan yeterince etkilendiğini söylemek doğru olur. Tarihte de ünlü şairelerin şiirlerine benzer şiir yazmak modası vardı. Buna NAZİRECİLİK adı verilirdi. Nazire:  Yapılan bir işin, ortaya konan bir ününün ya da bir hareketin benzerini yapmak anlamına gelirdi. Nazire, edebî bir kavram, edebiyat terimi olarak bir esere benzer başka bir eser vücuda getirmek şeklinde kabaca tanımlanabilir.

Nazire mecmualarında yer alan nazireler incelendiğinde klasik Türk edebiyatında Şairelerin, yeni kafiye, redif ve konu bulmakta çektikleri sıkıntıyı gidermek, zemin şiiri geçme arzusu, usta Şireleri izleme düşüncesi, meydan okumalara cevap verme arzusu, bir dostluk göstergesi olarak nazire yazma ve genç Şaireleri teşvik için nazire yazma gibi değişik sebeplerle nazireler yazdıkları görülmektedir.

Nazirecilik Türk Şiirinin en eski ve en yaygın geleneklerinden biridir. Nazirecilikte, ünlü Şairerin şiirlerinden aldıkları iki mısrasının altına aynı ölçü, aynı kafiyede ve aynı redifte benzer söyleyişleri mısralara dizerek şiirlerini söylemelerinden ibarettir. Bu vesile ile yeni yetişen Şaireler ustaların şiirlerini taklit ede ede olgunlaşır ve iyi bir Şaire olarak ortaya çıkarlardı.

Şimdi de bu tarz şiirlerin yazıldığını söylemek doğru olur Şaire Yeter BEKTAŞ (Damla)’ın, ustaların ustası  (Pakize ALTAN (Didarî), kendisine “ŞAİRLER SULTANI, PîR BACI HATUN) ünvanı verilen  bir sanatçının şiirlerini taklit etmek, onun izinden gitmek sadece bir öğünç vesilesi olabilir.  Yeter BEKTAŞ’ın da bu ünlü Şaireyi takip ve taklit ettiğini söylemek yerinde olacaktır. Bu sözümüze delil aranacak olursa aşağıdaki şiirler yeterlidir:

“Aşkın kazanına aşkla girdim de”, “Kainatta bakan körlere öndüm”, Zifiride ayı Pîr diye aldım, Yıldızı dost edip birliğe daldım, Hücremde bin iken ben bire daldım”, “Ateşi söndüren DAMLA seldeyim”
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” “BENİM GİBİ YORAN OLMADI”, “Şiir”, s.98. Ankara, 2009

 “Zemzemle ruhuma abdest aldırdım, Aklın deryasına akıl daldırdım.”
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” “BAKTI ÖZÜME” ,“Şiir”, s.83. Ankara, 2009

Bütün mevsimleri, anlından vurdum s.73;   
Körler çarşısında ayna satarak s.74;

Çoban yıldızında gözünü gördüm;
Tüm gezegenleri rehbersiz gezdim;
Azrail’in ayak tozunu gördüm s.76;

Adım atmadığım yerde görüldüm;s.56;

Kör dere ağzına, dökme harmanı s.57
Her gelen, gidenden Kefere çıktı s.57;

Sevgiyi Şimal’de sezdim diyen yâr;
Dört kitabı sende çözdüm diyen yâr s.59
2009, ALTAN Pakize, “Gönül Aynası”, “ŞAİRLER SULTANI, PÎR BACI HATUN (Didarî)”…ilgili sayfalar.

Şairenin dönemin Şairelerinden Elifçe mahlalı Elif KILIÇ’tan da yeterince etkilenmiş olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Bu sözümüze senet aranacak olursa aşağıdaki Elifçe’nin BİR KADIN AĞLARKEN” başlıklı şiirini göstermek mümkündür.

BİR KADIN AĞLARKEN  (ELİF KILIÇ “ Elifçe” )

Bir kadın ağlarken derdini sordum,
Bırakın derdimle kalayım dedi.
Atılmış sokağa saç baş yolunmuş.
Kimsem yok ki haber salayım dedi.

Kanlar içindeydi yalın ayağı.
Kocam dediğinden yemiş dayağı.
Aç susuz, kurumuş dili damağı.
Karın tokluğuna köleyim dedi.

Şişmişti gözleri figan ummandan,
Yıllarca horlanmış sevgi almadan,
Kocaya satmışlar, reşit olmadan
Bu durumda nasıl güleyim dedi?

Titreyip duruyor sırtı da ince
Gelen geçen: “Yazık!” dedi görünce.
“Yandım!” diye bir of çekti derince.
N’olur dua et öleyim dedi.

Aç gözünü dedim, bana bak bacı!
O da çekiyor mu sen gibi acı?
Seni inciteni etme baş tacı.
Hayırsızmış nerden bileyim dedi.

Dedim üzülüp de yıkma kaşını,
Değmezse akıtma gözün yaşını.
Yıkılma cesur ol, kaldır başını.
Çaresini nasıl bulayım dedi.

Daha on üçümde kıydı yaşıma,
Etimden et kesti vurdu başıma.
Diş tırnak ev yaptım gitti boşuna.
Hakkımı ben kimden alayım dedi?

Anlattıkça derdim ettim derdini.
Bulamamış, yiğit yârin merdini.
Üç kız bir oğul var, görsen dördünü.
Birisi emzikte beleyim dedi.

Duydun mu Elifçe işte ben buyum.
Ne bir dost eli var ne de bir soyum.
Kader diye çektim kurusun huyum.
Ben hangi kapıyı çalayım dedi?..
KILIÇ Elif, Ömre Bedel (Şiir), s. 118

“YABANCI
Dünyanın derdini taşıyor gibi,
Bir köşe başına çöktü yabancı.
Mutluluktan uzak yaşıyor gibi
Ta derinden bir “Of!..” çekti Yabancı

Oturdum yanına derdini açtı,
Kurumuş dudağı su verdim içti.
Bir lokma yememiş kaç gündür açtı
Biçare boynunu büktü Yabancı.

Eşini kaybetmiş çok yıllar önce,
Dört çocuğu atmış onu haince,
Bir hırıltı vardı döşünde ince.
Sel gibi çağlayıp aktı Yabancı.

Hiç heves kalmamış gönlünde artık,
Perişan halleri gömleği yırtık.
Saçları dökülmüş kasketle örtük.
Gözünden yaşları döktü Yabancı.

Güneş uzaklaştı, yüzümde soldu.
Acıdım haline gözlerim doldu.
Bu nasıl yaşamdı bu nasıl yoldu?
Yüreğimi ezdi yaktı yabancı.

Konuk ol gel bize insanın hası,
Bir müddet düşündü, titredi sesi.
Yaslandı omzuma gitti nefesi.
Teninden ruhunu söktü yabancı.

DAMLA, artık yeter, kulak ver,işit.
Dünyanın derdi var bak çeşit çeşit
Girince toprağa insanlar eşit.
Gayri bu dünyada yoktu yabancı.
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” “ s.29. Ankara, 2009

BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” “SEVESİM GELİR” s.57. Ankara, Aralık 2009

Şairenin hece şiirlerinde yazmaya devam ederse oldukça etkili eserler vereceği kanaati hasıl olmakladır. Serbest şiirler ise onun HECEDE gösterdiği başarısını gölgelemektedir.

Şairenin kısa bir süre olsa bile hocalığını yapan Hüseyin YURDABAK’ın ölümü,  onun yetişmesi üzerinde, olumsuz etki yapmıştır.
Şiirini günün aktüel ve önemli konularında kalem oynatmakla, Şireler dünyasına hızlı bir şekilde giren Yeter BEKTAŞ, bundan sonraki sanat hayatında da daha verimli, daha başarılı ve güzellikleri ve orijinallikleri üzerinde barındıran mısralar yazmaya devam edecektir.

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:
AKMAYA GELDİM

Sevda ülkesine ben ışınlanıp,
Şad olan dikkate bakmaya  geldim.
Sevgiyi bilmeyip merak edene,
Dildeki zikrimi dökmeye geldim.

Ne yapıp ne edip yolu taylayıp,
Karargâh kurmaya ömrü eyleyip,
Canımla başımla umman boylayıp,
Sel gibi çağlayıp akmaya geldim.

Özlediğim ak umutla bitmeyen,
Aşkı gurur edip uçup gitmeyen,
Beni bir zalime teslim etmeyen,
Kişinin derdini çekmeye geldim.

Meylimi vermedim özü bozana,
Hiç ruhsat almadım birden azana,
Akıl bahçesinde özgün gezene,
Açılan gül gibi kokmaya geldim.

DAMLA’yım, dersimden mahrum kalmayıp,
İlhamımla sararıp da solmayıp
Mübarek görevden ırak olmayıp,
Sevda şimşeğini çakmaya geldim.
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” s.8. Ankara, 2009

DOSTUM
Neyim varsa yoksa vereyim size,
Beni dünya malı bağlamaz dostum.
İnsanı incitmek yakışmaz bize,
Duru akan sular çağlamaz dostum.

Gözlerime indi bir siyah perde.
Küçücük yaşlarda düşmüşüm derde.
Sevgiden yoksundum, öksüzdüm bir de
Gözler başkasına ağlamaz dostum.

Bolca meteliğe bol kurşun attım.
Yerdeki döşekte çok zaman yattım.
Ayakkabım yırtık çamura battım.
Yoksulluk ekmeği yağlanmaz dostum.

Bir kandil misali ürkektim toyca,
Ne kısa ne uzun, ortaydım boyca
Bir melek sanırdın görseydin huyca
Şans kapımı çalıp dağlamaz dostum.

Ay yüzümle sabah güne ışırdım.
Gönül tepesinde sevgi aşırdım.
Alev alev yanıp yolu şaşırdım.
Sevgiden menfaat sağlanmaz dostum.

DAMLA otuz sekiz diyorsun yaşa,
Daha neler gelir sağ olan başa
Çok zaman vururum, başımı taşa
Ecel geldiğinde eylemez dostum
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” s.12. Ankara, 2009

CANIMDASIN SEN
Kor düştü gönlüme yanar derinden,
Geçen her günümün anındasın sen,
Buz altında boğulsan da terinden
Her düşen damlada yanımdasın sen.

Kapanmaz gözlerim sararsa elem
Gün gelir biter mi verilen çilem?
Seninle ağlayıp seninle gülem.
Damarımda gezen kanımdasın sen

Kilitli kapıyı beraber açsak,
Elemi terk edip neşeye kaçsak,
Gönül bahçemize kokular saçsak
Aldığım her nefes canımdasın sen.

Gönül defterime yazdım ismini,
Hiçbir varlık tutmaz güzel cismini,
Çıkartıp bakarım cansız resmini,
Her nereye gitsem şanımdasın sen.

Ruhlar âleminde yürekte sızım,
Sana ermek idi beyhude arzum.
DAMLA der sensizlik öksüzlük kuzum.
Kuruyan terimin nemindesin sen.
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” s.53. Ankara, 2009

BAKTI ÖZÜME
Ufukta gördüm de yârin yüzünü,
Niyetini anda döktü özüme,
Depreşen duygumdan alıp hazını,
Yanan al rengiyle çöktü özüme.

Zemzemle ruhuma abdest aldırdım.
Aklın deryasına akıl daldırdım.
Düşen mazlumları tutup kaldırdım.
Bani benden alıp baktı özüme.

Bu DAMLA, ummanın yolunda dara,
Olunca düşmedi bülbülsüz zara,
Mânâyı, maddenin içinde ara.
Dedim de şimşeği çaktı özüme.
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” s.83. Ankara, 2009

İNSAN AYISI
Bana cahil diyen insan ayısı,
Senin gibi aptal, bön görme beni.
İlimden bilimden bir hisse alıp,
Şu dünyama gir de Cin görme beni.

Edep erkân vardır bak Cemimizde,
Çürük elma yoktur âlemimizde,
İçip tadan bilir aşk demimizde
Fikrim ab ak iken hin görme beni

Seni yakar iken senin közlerin.
Kem konuşur cana hınzır sözlerin.
Hangi yöne bakar âmâ gözlerin
Kararan uykunda  yan görme beni

DAMLA, geleceğe menzili alır.
Beni anlamayan geride kalır.
Bizi yaratan Hâkk âlâsın bilir.
Yeni doğan günde dün görme beni.
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” s.92. Ankara, 2009

YÂR BENİM
Kusursuz âlemde ömür sürerken,
Kolay paylaşılmış, kalan zor benim.
,Herkes bir arada hoş beş ederken,
İtilip kakılan şimdi hor benim.

Sürümü meraya saldım yayladım.
Zalim gider iken yolda eğledim
Gerçekleri dile gelip söyledim.
Âma yine görnmez, bakar kör benim.

Tandır ocağında tezeği yaktım.
Aç karnı doyurdum, güçsüze baktım.
Yağmur olup çorak toprağa aktım.
Ha söndü sönecek külde kor benim.

Kuldan medet ummam, Hakk yetiş bana,
Borçlu bu canımla dönerim sana.
Haykırırken Damla her an her yana
Döne döne Semâh eden yâr benim.
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” s.94. Ankara, 2009

YÜRÜDÜM TEK BAŞIMA
Yürüdüm tek başıma,
Hayatın yollarında.
Erdim olgun  yaşıma,
Hayatın dallarında.

Kutsala aşık oldum.
Yükselen farkı buldum.
Canla tutkuda kaldım.
Hayatın hallerinde

Ruhum ile arındım,
Mazlumlara göründüm.
Tüm renklere büründüm.
Hayatın allarında.

Gönlüm hana hislendi.
Ak umudum uslandı.
Canım bana yaslandı.
Hayatın kollarında.

DAMLA akar olmaz mil,
Nerde ne olanı bil.
Göz yumulur susar dil.
Hayatın dallarında
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” s.96. Ankara, 2009

KİTABIN ARKA KAPAĞINDA YER ALAN ŞİİR 
Bahar geldi diyerek sevinir bülbül,
Nice çiçeklerden âlâ bir başka sümbül,
En güzel elbiseyi giyince gül.
Ölür gülün aşkından şu garip bülbül.

Öpemez bülbül gülü dikenler korur.
Gülün nazik bedeni sevgisiz kurur.
Hazan gelecek diye  dövünür durur
Ölür gülün aşkından şu garip bülbül.

Yârıma haber saldım bekleri gelsin
Bülbülün figanıyla bağrımı delsin
Damla dağı titreten esen bir yelsin
Ölür gülün aşkından şu garip bülbül.

SANATÇININ ESERLERİ:
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” 978 975 8951-64-2Kültür Ajans Yay. Nu: 63, BRC Basım, Ankara, Aralık 2009, Konur Sk. 66/Kızılay/ANKARA,

KİTAP İSTEME ADRESİ:
Konur Sk. 66/Kızılay/ANKARA,
Tel: 0312 425 93 53 , Cep: 0539 862 34 08
  
FAYDALANILAN KAYNAKLAR:
BEKTAŞ, Yeter. “DAMLA DAMLA AŞK” 978 975 8951-64-2Kültür Ajans Yay. Nu: 63, BRC Basım, Ankara, Aralık 2009, Konur Sk. 66/Kızılay/ANKARA,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder