YETER BEKTAŞ’IN “DAMLA DAMLA
AŞK”ADLI ŞİİR
KİTABI Abdullah Çağrı ELGÜN
HAYATI HAKKINDA BİLGİ:
Çorum’un Alaca
İlçesi’nin Çomar (Yeşilyurt) köyünde dünyaya geldi. Ailenin beş çocuğundan dördüncüsüdür. Annesi Melek ve
babası Mustafa’dır. Daha çocuk yaşında annesini kaybederek 1977 yılında Ankara’ya
gelip yerleştiler. Hasköy/Yıldız’da yaşamaya başlayan Yeter BEKTAŞ ilkokul ve ortaokulu
bitirdikten sonra okumaya bir yıl ara verdi.
Daha sonra
kendi çabalarıyla Aydınlıkevler Ticaret Lisesi’ne yazılarak buradan mezun oldu.
Çocukluk
yıllarında şiire merak salan BEKTAŞ’ın bu isteği bugüne kadar eksilmeden devam
etmiştir.
Erken yaşlarda
çalışma hayatına atılan BEKTAŞ, çeşitli mağazalarda satış elemanı olarak görev
aldı. Daha sonraki yıllarda evlilik hayatına başlayan Şaire, evlendikten sonra
bir şirkette kendi mesleği olan muhasebecilik işini yürütmeye başladı.
Şaire şiire,
serbest tarza yazmağa başladığı şiirlerle atıldı. Seymenler’den Ömer Bey ve
Hüseyin YURDABAK’ın da tesiriyle hece şiirlerine başladı. “Anne” şiiri
Armada’da yayınlandıktan sonra, Bodrum Eksperes, Zirve, Alternatif Sanat
Dergileriyle Hüseyin YURDABAK’ın hazırladığı “Kalenin Bayrakları” ve Çorumlular
Ansiklopedis’inde şiirleri yayımlandı.
Televizyon ve
radyo programlarına da çıkan Yeter BEKTAŞ’ın şiirlerinden bir kaçı Necip ALAN
ve Tekin AKSOY tarafından bestelenmiştir.
Şaire kitabına
“DAMLA DAMLA AŞK” ismini vermesi boşuna değildir. O mahlasını “ DAMLA” şiir
kitabının adı yapmıştır.
2007 Yılında Aşıklar
Derneği tarafından TEŞEKKÜR belgesi verilen şaireye Sivaslı Ozan Hüseyin
SOĞUK(Mihmanî) tarafından DAMLA mahlası verilmiştir. Şairenin bu şekilde mahlas
alması onun hangi yolda yürüyeceğinin de bir belgesi sayılmaktadır.
Ankara Keçiören
sentinde ikamet eden Yeter BEKTAŞ, bir erkek çocuk annesi olup İLESAM, KALE
ŞİİR DİNLETİLERİ, ABİDİNPAŞA ŞİİR ETKİNLİKLERİ ve çeşitli dinletilerde boy
göstermeğe devam etmektedir.
ŞAİRİN ŞİİRLERİNDE KULLANDIĞI MAHLASLAR:
Şiire şiirlerinde
“Damla” mahlasını kullanmaktadır.
DAMLA yoruldu, dünya bir gün dönmekten
bıkar.
Koruyalım
dünyayı, bitsin bu kişisel çıkar.
Birlik olup el
ele taşladık dünyamızı
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” “KORUYALIM DÜNYAYI”
s.7. Ankara, Aralık 2009,
DAMLA nere gitsin senin elinden?
Ölünce kurtulur
belki dilinden,
Sitem etme
gönlüm n’olur halinden,
Petekte bal
gibi dillerin vardır.
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” “USLAN DELİ GÖNLÜM”
s.9. Ankara, Aralık 2009,
DAMLA vakit
geldi git güle güle,
Girmesin kanına
bir lokma hile,
Yalnızca
Alah’tan el açıp dile.
Toprağın
bağrını sevesim gelir.
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” “SEVESİM GELİR” s.57. Ankara,
Aralık 2009
ŞİİRLERİNİN KONUSU:
Dünya, gönül,
gül, bülbül, dost, anılar, sevgili, yâr, vefa, vefasızlık, anılar, ihtiyarlık,
mevsimler, yabancılık, gariplik, yalan dünya, terör, Allah, Peygamber, kadın,
güzellik, Hacı Bektaşî Veli, gurur, memleket, güneş, anne, hayatın gerçekleri
konularını işlemiş olduğunu şiirlerindeki konusundan ve konu başlıklarından
anlıyoruz.
EDEBÎ KİŞİLİĞİ:
Şiirenin
şiirlerinde hece veznini kullanmış olduğunu görüyoruz. Halk edebiyatı tarzının
koşma gibi genellikle en üç en çok beş
dörtlükten örülen şiirlerinin bazıları bazan dört bazen da beş kıtayı geçebilmektedir.
Genellikle
hecenin yedili, sekizli ve on birli kalıplarını kullanmış olduğunu
söyleyebiliriz. Sanatçının şiirlerindeki kimi kafiye zorlamaları, bazı
dörtlüklerdeki doldurma sözler olsa bile gelecek vaad eden ve ilk şiir kitabı
olmasına rağmen şiirde başarılı yol katedmeğe namzet kadın şaireler arasında
yer alacaktır.
Şairenin şiir
meclislerine gelen kimi dostlarında etkilendiğini onların şiirlerine benzer
şiirler yazdığı; ve veya eski şaireler
gibi onlardan yeterince etkilendiğini söylemek doğru olur. Tarihte de ünlü şairelerin
şiirlerine benzer şiir yazmak modası vardı. Buna NAZİRECİLİK adı verilirdi. Nazire: Yapılan bir işin, ortaya konan bir ününün ya
da bir hareketin benzerini yapmak anlamına gelirdi. Nazire, edebî bir kavram,
edebiyat terimi olarak bir esere benzer başka bir eser vücuda getirmek şeklinde
kabaca tanımlanabilir.
Nazire mecmualarında yer alan nazireler incelendiğinde
klasik Türk edebiyatında Şairelerin, yeni kafiye, redif ve konu bulmakta
çektikleri sıkıntıyı gidermek, zemin şiiri geçme arzusu, usta Şireleri izleme
düşüncesi, meydan okumalara cevap verme arzusu, bir dostluk göstergesi olarak
nazire yazma ve genç Şaireleri teşvik için nazire yazma gibi değişik sebeplerle
nazireler yazdıkları görülmektedir.
Nazirecilik
Türk Şiirinin en eski ve en yaygın geleneklerinden biridir. Nazirecilikte, ünlü
Şairerin şiirlerinden aldıkları iki mısrasının altına aynı ölçü, aynı kafiyede
ve aynı redifte benzer söyleyişleri mısralara dizerek şiirlerini
söylemelerinden ibarettir. Bu vesile ile yeni yetişen Şaireler ustaların
şiirlerini taklit ede ede olgunlaşır ve iyi bir Şaire olarak ortaya çıkarlardı.
Şimdi de bu
tarz şiirlerin yazıldığını söylemek doğru olur Şaire Yeter BEKTAŞ (Damla)’ın,
ustaların ustası (Pakize ALTAN (Didarî),
kendisine “ŞAİRLER SULTANI, PîR BACI HATUN”) ünvanı verilen bir sanatçının şiirlerini taklit etmek, onun
izinden gitmek sadece bir öğünç vesilesi olabilir. Yeter BEKTAŞ’ın da bu ünlü Şaireyi takip ve
taklit ettiğini söylemek yerinde olacaktır. Bu sözümüze delil aranacak olursa
aşağıdaki şiirler yeterlidir:
“Aşkın kazanına
aşkla girdim de”, “Kainatta bakan körlere öndüm”, Zifiride ayı Pîr diye aldım,
Yıldızı dost edip birliğe daldım, Hücremde bin iken ben bire daldım”, “Ateşi
söndüren DAMLA seldeyim”
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” “BENİM GİBİ YORAN
OLMADI”, “Şiir”, s.98. Ankara, 2009
“Zemzemle ruhuma abdest aldırdım, Aklın
deryasına akıl daldırdım.”
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” “BAKTI ÖZÜME” ,“Şiir”,
s.83. Ankara, 2009
Bütün mevsimleri, anlından vurdum
s.73;
Körler çarşısında ayna satarak
s.74;
Çoban yıldızında gözünü gördüm;
Tüm gezegenleri rehbersiz gezdim;
Azrail’in ayak tozunu gördüm s.76;
Adım atmadığım yerde görüldüm;s.56;
Kör dere ağzına, dökme harmanı s.57
Her gelen, gidenden Kefere çıktı
s.57;
Sevgiyi Şimal’de sezdim diyen yâr;
Dört kitabı sende çözdüm diyen yâr
s.59
2009, ALTAN
Pakize, “Gönül Aynası”, “ŞAİRLER
SULTANI, PÎR BACI HATUN (Didarî)”…ilgili sayfalar.
Şairenin
dönemin Şairelerinden Elifçe mahlalı Elif KILIÇ’tan da yeterince etkilenmiş
olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Bu sözümüze senet aranacak olursa
aşağıdaki Elifçe’nin “BİR KADIN AĞLARKEN” başlıklı şiirini göstermek mümkündür.
BİR KADIN
AĞLARKEN (ELİF KILIÇ “ Elifçe” )
Bir kadın ağlarken derdini sordum,
Bırakın derdimle kalayım dedi.
Atılmış sokağa saç baş yolunmuş.
Kimsem yok ki haber salayım dedi.
Kanlar içindeydi yalın ayağı.
Kocam dediğinden yemiş dayağı.
Aç susuz, kurumuş dili damağı.
Karın tokluğuna köleyim dedi.
Şişmişti gözleri figan ummandan,
Yıllarca horlanmış sevgi almadan,
Kocaya satmışlar, reşit olmadan
Bu durumda nasıl güleyim dedi?
Titreyip duruyor sırtı da ince
Gelen geçen: “Yazık!” dedi görünce.
“Yandım!” diye bir of çekti derince.
N’olur dua et öleyim dedi.
Aç gözünü dedim, bana bak bacı!
O da çekiyor mu sen gibi acı?
Seni inciteni etme baş tacı.
Hayırsızmış nerden bileyim dedi.
Dedim üzülüp de yıkma kaşını,
Değmezse akıtma gözün yaşını.
Yıkılma cesur ol, kaldır başını.
Çaresini nasıl bulayım dedi.
Daha on üçümde kıydı yaşıma,
Etimden et kesti vurdu başıma.
Diş tırnak ev yaptım gitti boşuna.
Hakkımı ben kimden alayım dedi?
Anlattıkça derdim ettim derdini.
Bulamamış, yiğit yârin merdini.
Üç kız bir oğul var, görsen dördünü.
Birisi emzikte beleyim dedi.
Duydun mu Elifçe işte ben buyum.
Ne bir dost eli var ne de bir soyum.
Kader diye çektim kurusun huyum.
Ben hangi kapıyı çalayım dedi?..
KILIÇ Elif, Ömre Bedel (Şiir), s. 118
“YABANCI
Dünyanın
derdini taşıyor gibi,
Bir köşe başına
çöktü yabancı.
Mutluluktan
uzak yaşıyor gibi
Ta derinden bir
“Of!..” çekti Yabancı
Oturdum yanına
derdini açtı,
Kurumuş dudağı
su verdim içti.
Bir lokma
yememiş kaç gündür açtı
Biçare boynunu
büktü Yabancı.
Eşini kaybetmiş
çok yıllar önce,
Dört çocuğu
atmış onu haince,
Bir hırıltı
vardı döşünde ince.
Sel gibi
çağlayıp aktı Yabancı.
Hiç heves
kalmamış gönlünde artık,
Perişan halleri
gömleği yırtık.
Saçları
dökülmüş kasketle örtük.
Gözünden
yaşları döktü Yabancı.
Güneş
uzaklaştı, yüzümde soldu.
Acıdım haline
gözlerim doldu.
Bu nasıl
yaşamdı bu nasıl yoldu?
Yüreğimi ezdi
yaktı yabancı.
Konuk ol gel
bize insanın hası,
Bir müddet
düşündü, titredi sesi.
Yaslandı omzuma
gitti nefesi.
Teninden ruhunu
söktü yabancı.
DAMLA, artık
yeter, kulak ver,işit.
Dünyanın derdi
var bak çeşit çeşit
Girince toprağa
insanlar eşit.
Gayri bu
dünyada yoktu yabancı.
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” “ s.29. Ankara,
2009
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” “SEVESİM GELİR” s.57. Ankara,
Aralık 2009
Şairenin hece
şiirlerinde yazmaya devam ederse oldukça etkili eserler vereceği kanaati hasıl
olmakladır. Serbest şiirler ise onun HECEDE gösterdiği başarısını
gölgelemektedir.
Şairenin kısa
bir süre olsa bile hocalığını yapan Hüseyin YURDABAK’ın ölümü, onun yetişmesi üzerinde, olumsuz etki
yapmıştır.
Şiirini günün
aktüel ve önemli konularında kalem oynatmakla, Şireler dünyasına hızlı bir
şekilde giren Yeter BEKTAŞ, bundan sonraki sanat hayatında da daha verimli,
daha başarılı ve güzellikleri ve orijinallikleri üzerinde barındıran mısralar
yazmaya devam edecektir.
ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:
AKMAYA GELDİM
Sevda ülkesine
ben ışınlanıp,
Şad olan
dikkate bakmaya geldim.
Sevgiyi
bilmeyip merak edene,
Dildeki zikrimi
dökmeye geldim.
Ne yapıp ne
edip yolu taylayıp,
Karargâh
kurmaya ömrü eyleyip,
Canımla başımla
umman boylayıp,
Sel gibi
çağlayıp akmaya geldim.
Özlediğim ak
umutla bitmeyen,
Aşkı gurur edip
uçup gitmeyen,
Beni bir zalime
teslim etmeyen,
Kişinin derdini
çekmeye geldim.
Meylimi
vermedim özü bozana,
Hiç ruhsat
almadım birden azana,
Akıl bahçesinde
özgün gezene,
Açılan gül gibi
kokmaya geldim.
DAMLA’yım,
dersimden mahrum kalmayıp,
İlhamımla
sararıp da solmayıp
Mübarek
görevden ırak olmayıp,
Sevda şimşeğini
çakmaya geldim.
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” s.8. Ankara, 2009
DOSTUM
Neyim varsa
yoksa vereyim size,
Beni dünya malı
bağlamaz dostum.
İnsanı incitmek
yakışmaz bize,
Duru akan sular
çağlamaz dostum.
Gözlerime indi
bir siyah perde.
Küçücük
yaşlarda düşmüşüm derde.
Sevgiden
yoksundum, öksüzdüm bir de
Gözler
başkasına ağlamaz dostum.
Bolca meteliğe
bol kurşun attım.
Yerdeki döşekte
çok zaman yattım.
Ayakkabım
yırtık çamura battım.
Yoksulluk
ekmeği yağlanmaz dostum.
Bir kandil
misali ürkektim toyca,
Ne kısa ne
uzun, ortaydım boyca
Bir melek
sanırdın görseydin huyca
Şans kapımı
çalıp dağlamaz dostum.
Ay yüzümle
sabah güne ışırdım.
Gönül tepesinde
sevgi aşırdım.
Alev alev yanıp
yolu şaşırdım.
Sevgiden
menfaat sağlanmaz dostum.
DAMLA otuz
sekiz diyorsun yaşa,
Daha neler
gelir sağ olan başa
Çok zaman
vururum, başımı taşa
Ecel geldiğinde
eylemez dostum
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” s.12. Ankara, 2009
CANIMDASIN SEN
Kor düştü
gönlüme yanar derinden,
Geçen her
günümün anındasın sen,
Buz altında
boğulsan da terinden
Her düşen
damlada yanımdasın sen.
Kapanmaz
gözlerim sararsa elem
Gün gelir biter
mi verilen çilem?
Seninle ağlayıp
seninle gülem.
Damarımda gezen
kanımdasın sen
Kilitli kapıyı
beraber açsak,
Elemi terk edip
neşeye kaçsak,
Gönül bahçemize
kokular saçsak
Aldığım her
nefes canımdasın sen.
Gönül defterime
yazdım ismini,
Hiçbir varlık
tutmaz güzel cismini,
Çıkartıp
bakarım cansız resmini,
Her nereye gitsem
şanımdasın sen.
Ruhlar âleminde
yürekte sızım,
Sana ermek idi
beyhude arzum.
DAMLA der
sensizlik öksüzlük kuzum.
Kuruyan terimin
nemindesin sen.
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” s.53. Ankara, 2009
BAKTI ÖZÜME
Ufukta gördüm
de yârin yüzünü,
Niyetini anda
döktü özüme,
Depreşen
duygumdan alıp hazını,
Yanan al
rengiyle çöktü özüme.
Zemzemle ruhuma
abdest aldırdım.
Aklın deryasına
akıl daldırdım.
Düşen
mazlumları tutup kaldırdım.
Bani benden
alıp baktı özüme.
Bu DAMLA,
ummanın yolunda dara,
Olunca düşmedi
bülbülsüz zara,
Mânâyı,
maddenin içinde ara.
Dedim de
şimşeği çaktı özüme.
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” s.83. Ankara, 2009
İNSAN AYISI
Bana cahil
diyen insan ayısı,
Senin gibi
aptal, bön görme beni.
İlimden
bilimden bir hisse alıp,
Şu dünyama gir
de Cin görme beni.
Edep erkân
vardır bak Cemimizde,
Çürük elma
yoktur âlemimizde,
İçip tadan
bilir aşk demimizde
Fikrim ab ak
iken hin görme beni
Seni yakar iken
senin közlerin.
Kem konuşur
cana hınzır sözlerin.
Hangi yöne
bakar âmâ gözlerin
Kararan uykunda yan görme beni
DAMLA, geleceğe
menzili alır.
Beni anlamayan
geride kalır.
Bizi yaratan
Hâkk âlâsın bilir.
Yeni doğan
günde dün görme beni.
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” s.92. Ankara, 2009
YÂR BENİM
Kusursuz âlemde
ömür sürerken,
Kolay
paylaşılmış, kalan zor benim.
,Herkes bir
arada hoş beş ederken,
İtilip kakılan
şimdi hor benim.
Sürümü meraya
saldım yayladım.
Zalim gider
iken yolda eğledim
Gerçekleri dile
gelip söyledim.
Âma yine
görnmez, bakar kör benim.
Tandır ocağında
tezeği yaktım.
Aç karnı
doyurdum, güçsüze baktım.
Yağmur olup
çorak toprağa aktım.
Ha söndü
sönecek külde kor benim.
Kuldan medet
ummam, Hakk yetiş bana,
Borçlu bu
canımla dönerim sana.
Haykırırken
Damla her an her yana
Döne döne Semâh
eden yâr benim.
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” s.94. Ankara, 2009
YÜRÜDÜM TEK BAŞIMA
Yürüdüm tek
başıma,
Hayatın
yollarında.
Erdim
olgun yaşıma,
Hayatın
dallarında.
Kutsala aşık
oldum.
Yükselen farkı
buldum.
Canla tutkuda
kaldım.
Hayatın
hallerinde
Ruhum ile
arındım,
Mazlumlara
göründüm.
Tüm renklere
büründüm.
Hayatın
allarında.
Gönlüm hana
hislendi.
Ak umudum
uslandı.
Canım bana
yaslandı.
Hayatın
kollarında.
DAMLA akar
olmaz mil,
Nerde ne olanı
bil.
Göz yumulur
susar dil.
Hayatın
dallarında
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” s.96. Ankara, 2009
KİTABIN ARKA KAPAĞINDA YER ALAN ŞİİR
Bahar geldi
diyerek sevinir bülbül,
Nice
çiçeklerden âlâ bir başka sümbül,
En güzel
elbiseyi giyince gül.
Ölür gülün
aşkından şu garip bülbül.
Öpemez bülbül
gülü dikenler korur.
Gülün nazik
bedeni sevgisiz kurur.
Hazan gelecek
diye dövünür durur
Ölür gülün
aşkından şu garip bülbül.
Yârıma haber
saldım bekleri gelsin
Bülbülün
figanıyla bağrımı delsin
Damla dağı
titreten esen bir yelsin
Ölür gülün
aşkından şu garip bülbül.
SANATÇININ ESERLERİ:
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” 978 975 8951-64-2Kültür Ajans Yay. Nu: 63, BRC Basım, Ankara,
Aralık 2009, Konur Sk. 66/Kızılay/ANKARA,
KİTAP İSTEME ADRESİ:
Konur Sk.
66/Kızılay/ANKARA,
Tel: 0312 425
93 53 , Cep: 0539 862 34 08
FAYDALANILAN KAYNAKLAR:
BEKTAŞ, Yeter.
“DAMLA DAMLA AŞK” 978 975 8951-64-2Kültür Ajans Yay. Nu: 63, BRC Basım, Ankara,
Aralık 2009, Konur Sk. 66/Kızılay/ANKARA,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder